YENİLGİNİN AYAK SESLERİ! (2)

mevlut

YENİLGİNİN AYAK SESLERİ! (2)

Geçen haftaki yazıma şöyle başlamıştım; “Dostun dostluğunu, zor zamanlardaki acı sözlerinden bilirim! Sorun neyse onu söyler ve sözünü esirgemez. Siz de dost nedir, düşman kimdir, çıkarına göre sergi açan fetbaz kimdir bilir de farkında olursanız, dostunuzu çöpe atmaz, dikkate alırsınız!

Üstte koyulaştırılmış olarak yazdıklarımın dikkate alınmamış olduğu kanısıyla bu haftaki yazıma da aynı paragrafı ekliyorum!

KEÇECİOĞLU MAHALLESİ SAKİNLERİ ÜZÜLECEK…

CHP İlçe Başkanı Şeref Köktürk; “Keçecioğlu Mahallesi sakinleri üzülecek ama ben Çaycuma Organize Sanayi’nin genişlemesini istiyorum. Bunu gençlerimiz için, işsizlerimiz için, esnaflarımız için, açılacak işletmeler için, Türkiye’nin büyümesi için istiyorum” dedi.

Aslında bu cümleden sonra geriye yazacak pek bir şey kalmıyor ya sürdürelim…

 

ÇEVRE KONUSUNDA DUYARLI OLANLAR…”

Köktürk, “Çevre konusunda duyarlı olanlar, Mevlüt Kırnapçı gibi arkadaşlarımız akıl vereceklerine bizi sahaya sürmek isteyeceklerine çevre derneği kursunlar. Ve bu dernekte her görüşten insanlarımızı yönetime alıp üye yapıp haklı oldukları mücadelelerde tüm tabanı tüm Çaycuma’yı hareketlendirsinler. CHP üyeleri, diğer partilerin üyeleri ve STK’lar o hareketin önderi değil paydaşları olsunlar” diyerek çözümü benim dernek kurmama da bağladı!

Sevgili dostum, dernek kurarak sorunları çözeceksem, sen de başkanı bulunduğun partiyi kapat! Madem sorunları ben çözeceğim; partiye ne gerek var!

PEKİYİ…

Pekiyi, değerli dostum Şeref Köktürk’ün üyesi olup İlçe Başkanlığını yaptığı ve benimse yalnızca bir seçmeni olduğum CHP Parti Programı yazıya konu olan sorun için neler söylüyor?

 

CUMHURİYET HALK PARTİSİ PARTİ PROGRAMI…

(Sayfa 217) CHP, Çiftçiyi yok sayan anlayışa son verecektir!

Çiftçimizin doğaya teslim olmasına, kuralsız piyasa koşullarında kaderine terk edilmesine, üretimden koparılarak önce yoksullaştırılıp sonra istismar edilmesine son verilecek; başı dik, üretip kazanan ve refah içinde yaşayan bir çiftçi hedefi için tarım stratejik bir sektör olarak değerlendirilecek ve doğru biçimlerde desteklenecektir.

(Sayfa 221)

Yitirildiğinde yeniden kazanılması olanaksız olan nitelikli tarım topraklarımız ve meralarımız titizlikle korunarak amaç dışı kullanımları önlenecek.

(Sayfa 250)

Madencilik sektöründe, çevre dostu teknoloji ve yöntemler kullanılacaktır: Madencilik süreçlerinde ya da sonrasında çevrenin korunmasına ya da yenilenmesine yönelik önlemlerin alınacaktır. Yerel halkın onayını almamış hiçbir ekonomik girişimin ülkeye yarar getirmesi beklenemez: Madencilik sektörüne ilişkin alınacak kararlarda ilgili yöre halkının da katılımı sağlanacaktır.

DİKKATLE OKUDUM!

Şeref Beyin basın açıklamasını dikkatle okudum. “Şeref Beyin açıklaması” diyorum; dikkatinize! Yapılan açıklama Çaycuma CHP İlçe Yönetim Kurulu imzalı bir açıklama değil. Yani, ilçe yönetimi toplanıp konuyu masaya yatırıp tartışıp bir sonuca vararak bu basın açıklamasını yapmamış. İlçe Başkanı Köktürk oturup bu basın açıklamasını yazmış ve basına servis etmiş.

Bunu açıklamanın son tümcesinden anlıyoruz. Tümce şöyle; “… tüm vatandaşlarımızı saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

 

BENİM ELEŞTİRİM…

Benim eleştirim işte tam da bu tavra! CHP Çaycuma Belediye Başkanı “basın açıklaması” yapıyor ama altında Belediye Meclisi ibaresi yok. CHP İlçe Başkanı açıklama yapıyor, açıklama Yönetim Kurulu açıklaması değil.

Belediye Başkanını anlarım! Çünkü sorun doğrudan onun kurumsal alanına girmiyor ve bireysel açıklama yapabilir ama CHP İlçe Başkanının “bireysel” açıklamasını bana kimse anlatamaz! CHP bir kamu kurumudur! Bireye endeksli değildir!

 

SONUÇ…

Perşembe Beldesi Keçecioğlu Mahallesi sakinleri doğru bir yol izliyor. Öncelikle bir sosyal medya platformu oluşturarak konuya bütünsel ulaşım olanağını sağladılar. Devamında konuyu hukuksal zemine taşıyarak adli süreç başlattılar.

Biz yurttaşlar, Çağ Çelik’in değil, halkın yanındayız!

Cümle âleme bağıra çağıra ilan olunur!

Nokta!

 

ÇAYCUMA’NIN ÇÖP SORUNU!

Konu Çaycuma Belediyesi olunca ve ben bu türden fotoğraflı eleştiriler yapınca bazı CHP’li ‘partizan’ dostlarım; “Hocam, yazdıklarında haklısın ama görmesen olmaz mı? Bu tür haberler partiye zarar veriyor!” diye sitemde bulunuyorlar.

O dostlarıma şu soruyu soruyorum; “Sen olsaydın, yazdığım bu sorunları nasıl giderirdin?

Elbette ki büyük çoğunluğu doğru ve mantıklı önermelerde bulunuyor. O zaman ikinci soruyu soruyorum; “Pekiyi, başkan ve meclis üyeleri bu senin söylediklerini akıl edemiyor mu?

Uzatmayayım! Hepsi akıl ediyor ama öncelikler sıralaması başkanın iki dudağı arasında!

Kardeşim, bu şehrin kangren olmuş bir çöp sorunu var! İstense büyük oranda çözülür ama ilk üç yıldaki akılcı öncelikler sıralaması, son üç yılda çöpe atıldı! Yaşadığımız bu keşmekeşin nedeni bu! “AK PARTİ” iktidarının yaşadığı sürecin benzerini biz Çaycuma’da yaşıyoruz! Hepsi bu!

Çaycuma’nın vitrini olarak gösterdiğimiz SEKA Caddesindeki şu görüntüye bakar mısınız?

Geri Dönüşüm Kafesinin hali, yanındaki kapakları hep açık iki konteynır ve üçlüyü tamamlayan dördüncü unsur; kül kazanı! Bu dört çöp aygıtının dördü de yaya kaldırımın üzerinde. Kül kazanının çıkıntıları Görme Engelliler yolunu kapatmış. Dahası, kül kazanına çarpıp yolunu değiştirecek olan engelli yurttaşımız bu kez de yaya kaldırımındaki ağaca çarpacak! Sağ tarafta görülen ve bisiklet yolunu kapatan aracı söylemiyorum bile!

Diyeceksiniz ki “Hadi konteynırları anladık, belediye o arabaya ne yapsın?

Kardeşim! Bu şehir yirmi dört saat kameralarla izlenmiyor mu? Bu türden trafik ihlali yapan kişiler saptanıp caydırıcı önlemler uygulanamaz mı?

Yahu, koca kamyon ters yöne girdi de beni öldürüyordu; “Kameralar çalışmıyor hocam!” denildi bana!

Yahu sizin neyiniz doğru çalışıyor?

İkinci görseldeki garabet Çaycuma Vergi Dairesinin önünde! Görüntü yeterince kendini anlatıyor. Fotoğrafa ekleyeceğim bir başka ayrıntı da biriken suyla ilgili. Yağmur yağdığında yol boyu gelen suyun akanı akıp gidiyor ama akamayanı bu alanda yani bizatihi köprünün üzerinde geniş bir gölet oluşturuyor. Dolayısıyla bencileyin yayaların orada başlayan yaya kaldırımını kullanma olanağı ortadan kalkıyor. Hal böyle olunca, yayalar motorlu araç yolundan yürümek zorunda kalıyor. Bu durum kimi kez haklı olarak sürücülerin yayalara tepki göstermesine neden oluyor.

Yahu, bu köprünün betonunu kim döktü de o harika mühendislik bilgisiyle o gölet oluştu?

O konteynırın o araç park yerinde işi ne? Siz bu şehri böyle ihmal ederek mi cezalandıracaksınız?

Biliyorum bu tür eleştiriler ve yorumlar sizi çok kızdırıyor. Sonra ağzınıza ne gelirse saydırıyorsunuz. Orada burada kızgınlığınızı dile getirip eleştirenleri suçluyorsunuz. Allah aşkına, tamam, ev sahibi suçlu! Tamam, o; “aptal”, “husumetli”, “egoist”, “çokbilmiş” falan filan! Yahu hırsızın hiç mi suçu yok?

Lütfen bu şehre sahip çıkın!

Biliyorum birazcık politik bilinç ve refleks kaldıysa bu şehir ve üyesi bulunduğunuz parti bir daha sizi aday göstermez! Velev ki gösterirse… Neyse! Ona o zaman bakarız.

Ben bir yurttaş olarak öncelikle çevre kirliliği, ardından gürültü kirliliği, sonrasında da delik deşik yollarıyla matuf bir Çaycuma’da yaşamayı kendime yediremiyorum!

Daha ne diyeyim ben size?

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *