TEMBELLİĞE ÖVGÜ!

TEMBELLİĞE ÖVGÜ!

Fransız yazar Paul Lafargue diyor ki, “Öyleyse, emekçiler daha az çalışmalı, daha az üretmeli ki üretim araçlarına sahip olan patronlar daha az varsıllaşsın. Sömürü düşsün, emek daha az çiğnensin. Öyle ya nasılsa refahtan pay, yaşamdan tat, süreçten kazanım değil hep kaybeden kişi emekçi değil mi ki?”

Böyle bir hak var mıdır? Var olmalı mıdır? Nedir “Tembellik hakkı?”

Fransız yazar Paul Lafargue’nin kitabıdır Tembellik Hakkı. Türkiye’de Telos Yayıncılık tarafından yayınlanmıştır. Bu kitabı ilk elime aldığımda kendi kendime gülümsemiş, “Bu yazar sanırım okuyucuyla dalga geçmiş!” demiştim. Hem Marksist ve sosyalist olacak hem de tembelliğin bir hak olduğunu savunacak. Olacak şey değildi.

Kitabı okuduğumda hiç de dalga geçmediğini, ancak sağlam bir ironi yaptığını bunu da düşünsel temellere oturttuğunu gördüm. Günümüzde yaşanan işçi kıyımları, linçler, varsıllığın insanı düşürdüğü çukurlar, sömürünün acımasızlığı, hukuksuzluğun çirkinliği, şirketlerin anamalcı gerçek yüzü geldi hep gözümün önüne.

Düşünün, siz bir emekçisiniz ve emeğinizle geçiniyorsunuz. Bir işyerinde çalışıyorsunuz, çalışıyorsunuz ve daha çok çalışıyorsunuz. Ancak aldığınız ücret, yaşamdan size düşen pay, insan olmanın en az gereklilikleri size hep uzak oluyor ve işveren varsıllaştıkça siz yoksullaşıyorsunuz ve hatta bir gün gelip kapının önüne konuyorsunuz. TEKEL İşçilerinde olduğu gibi, TTK’da olduğu gibi, özel sektörün birçok biriminde olduğu gibi. Bu süreç, üretim araçlarına sahip olanların varsıllığının artması, üretim araçlarını kullananların yoksulluğunun da artması olarak sürüp gidiyor.

Fransız yazar Paul Lafargue diyor ki, “Öyleyse, emekçiler daha az çalışmalı, daha az üretmeli ki üretim araçlarına sahip olan patronlar daha az varsıllaşsın. Sömürü düşsün, emek daha az çiğnensin. Öyle ya nasılsa refahtan pay, yaşamdan tat, süreçten kazanım değil hep kaybeden kişi emekçi değil mi ki?”

Bunu düşününce Tembellik hakkının aslında ne kadar önemsenmesi gerektiğini görüyor insan. Üretimin, paylaşmayla eşitlenmemesidir tüm kötülüklerin temeli. Üretim araçlarının mülkiyetinin kimde olduğundan da önemlidir bu. Üretilenin hakça paylaşımıdır esas olan. Varsıllığın ve varsılların acımasızlığının kökeninde bu paylaşımcılığa karşı olma, kâr, daha çok kâr ve hep kâr hırsının olduğu bir gerçektir.

Bu satırların yazarı, yani ben, ömrünü bu ülkenin halkına hizmet için geçirmiş bir kişi olarak bugün neye sahip olduğumu düşünüyorum da Tembellik Hakkını kullanmak gerekliymiş diyorum. Ne yazık ki eğitim alanı bu hakkın kullanılmaması gereken belki tek alan. Bilgisizlik ve bilinçsizliktir asıl sorun. Bunu yenmek için de bana ve benim gibi düşünenlere hep çalışmak düştü. Çalıştık, çalıştık, çalıştık, aşağılandık, horlandık, sürüldük, itilip kakıldık. Bir evim bile yok. Anlıyor musunuz?

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *