“TAKİPTEYİZ!”

mevlut

“TAKİPTEYİZ!”

CHP Genel Merkezine birinci elden ulaşıp özet ayrıntıları paylaştım. Daha geniş ve daha ayrıntılı dosyayı belgeleriyle birlikte zamanı geldiğinde onlarla paylaşacağım. Gene birinci elden iletişimim sürüyor; sürecek!

Genel Merkezden gelen ilk yanıt şöyle; “Her şeyi biliyoruz, yaşananların farkındayız, (…) takipteyiz!

Parantezin içini merak edenler çıkacaktır. Takibin nasıl yapıldığına ilişkin bu özel bilgiyi de zamanı geldiğinde paylaşacağım.

Hiç kimsenin yapıp ettikleri yanına kâr kalmayacak! Ama bugün, ama yarın! Öyle ya da böyle, yapıp ettikleri herkesin ayağına bir şekilde dolaşacak. Etkili olur ya da olmaz, her şey kendi çizgisinde sürecek. Balıklar mı karıncaları, karıncalar mı balıkları yiyecek; göreceğiz! Halktan aldığınız yetki ve gücü, bireysel ihtiras ve husumetler için fütursuzca kullanmanın bedelini mutlaka ödeyeceksiniz!

MEDET UMMAK!

CHP çatısı altında olan bir kişinin, Köksal Toptan (79), Hüsamettin Cindoruk (89), Abdülkadir Aksu (78), Süleyman Soylu (52) ve Ahmet Çolakoğlu’yla (44) uzun boyutlu ne gibi bir işi ve bağlantısı olur? Hangi beklentiler o kişiyi bu mecralara sürükler? CHP ve onun etki alanı siyasal yönünü belirlemede yetersiz midir ki oralarda kulaç atar? Ve bu kişi bu türden alengirli bağlantılar kurmanın sürgit gizli kalacağını mı sanmaktadır? İki kişinin bildiği sır değildir! İyot gibi açıktasın. Sen o yollardan giderken biz geliyorduk. Sana gece uykusu yok. Attığın her adım tökezlemeye doğru attığın bir adım olacak. Ne demiştim; “Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz!” Kiminle dans ettiğini öğrendiğin gün çok geçmiş olacak!

YOKSUL HALKIN…

Çıkarı için feda edemeyeceği değer olmayanların anlayacağı bir şey değildir yoksul halkın yanında olmak! Fırsatını bulsa ayağındaki donu bile almakta beis görmeyen renkli tiplerin kıyafet balosu renkleriyle ortada fink atmasına bakmayın siz! İpler gerilince turnusolleri maviye döner hepsinin! Sorsanız kan kırmızısıdır!

Evrensel doğa ahlakıdır asıl olan! Suyun önüne gelen taşın akışı durduramaması gibi bir şeydir o! Taşınız orada durur ama su yolunu bulur! Evrensel doğa ahlakı bukalemunun renk değiştirmesiyle anlatılamaz. Gören göz onu görür! Görüyoruz, göreceğiz!

ELEŞTİRİYE AÇIK OLMAYAN…

Eleştiriye açık olmayan, değişime kapalı demektir!

Bu sözün üzerine ekleyecek tümce kurmakta inanın zorlanıyorum! Öylelerini tanıyorum ki sorsanız eleştiri onun için baş tacıdır! Ne ki görüşünüzü içeren ve onun düşünce sınırı dışına taşan iki tümce kurun görürsünüz; eleştiriye açık mı kapalı mı?

Bütün bu yargıları genel kavramlar olsun diye yazmıyorum. Bunların her biri adrese teslim mektuptur! Okuyan ‘zat” ve ‘zatlar’ anlıyor kendine söylediğimi. Yaşanmışlığa dayanmayan öykü ve öykücükler kurgulamayı hiç sevmem.

Alo! Sesim geliyor mu? Susmayacağım…

 

KILIÇDAROĞLU ÜLKÜCÜLERLE…

Kılıçdaroğlu ülkücülerle buluştu!” diyor gazete haberi. “Bozkurt Kemal sloganları atıldı!” diyor. “CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’da “21. Yüzyılda Milliyetçilik” konulu toplantıda bir grup ülkücü ile buluştu. Ülkücüler, toplantı salonuna girişte Kılıçdaroğlu’nu Türküz, Türkçüyüz, Atatürkçüyüz” ve “Halkın Umudu Kılıçdaroğlu” sloganlarıyla karşıladı” diyor gazete haberi.

(Söyleyeceklerim bu kadar! MK)

SOL SOLA, KOL KOLA, YOL YOLA…

Sol Parti, TKP, Devrim Hareketi ve Türkiye Komünist Hareketi’nden oluşan “Sosyalist Güç Birliği”, HDP, TİP, EMEP, EHP, TÖP ve SMF’den oluşan “Emek ve Özgürlük İttifakı”…

Cumhur İttifakı, Millet İttifakı ve üsttekiler…

Bu denklemin kaybedeni Cumhuriyet Halk Partisidir. Çünkü…

Çünkü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini, Canan Kaftancıoğlu yönetimindeki sol, sosyalist çalışma gruplarının son derece profesyonel ve etkili seçim çalışması kazandı. Sol, sayısal olarak yani parmak hesabıyla kalabalık olmayabilir ancak siz zaten o kitleye parmak hesabıyla bakarsanız tabloyu göremezsiniz! Göremiyorsunuz.

Sağa yaslanarak, sağcılaşarak gidilecek yer sandığın dibidir! AKP bloğundan ayrılan seçmen, İYİ Parti dururken, size niye gelsin ki? Senin dayanışıp güç alacağın yer ‘sağ cenah’ değil; ‘sol cenah’tır!

V.I. Lenin, sosyal demokratları politik yelpazenin dışında tutarken bunları görerek hareket etmiş demek ki. Üstelik bizdeki sosyal demokratlar, Avrupa’nın Hıristiyan Demokratları bile değilken…

Yazık! Ülkenin yurtsever devrimci, demokrat güçleri heba oluyor! Anlaşılan daha çekeceğimiz çok acı var! Bu haliyle iktidar değişse bile bizim için değişen bir şey olmayacak. Düzen değişse bile düzülen gene biz olacağız!

ÇAYCUMASPOR KAVGALARI!

Sezon başında iki üç kez kulüp yönetimi oluşturma girişimlerinde bulunuldu ama sonuç alınamadı. Öyle bir noktaya gelindi ki; Çaycumaspor lağvedilmekle burun buruna oldu! İnsanlar küstürüldü. Sahipsiz bebek gibi cami avlusuna konan Çaycumasporu, Bartınlı işadamı Enes Eser sahiplendi. Genel Kurulu toplayıp yönetimi oluşturdu ve yeni oyuncularla takım yeniden ayağa kaldırıldı. Anladığımız o ki kulüp giderlerinin çok önemli bir meblağını işadamı Enes Eser karşılamış!

Öğrendik ki belediye başkanı, takımı bu işadamının almasına karşıymış. Olabilir. Somut ve kanıtlı gerekçeleri vardır; karşıdır! Çaycumaspor üzerinden farklı işler çevriliyordur ve bunu belediye başkanı biliyordur. Eğer öyle bir durum varsa bu ülkenin savcıları, mahkemeleri, vergi denetmenleri var; harekete geçirirsiniz! Biz vergi veren yurttaşlar olarak bu karşıtlığın gerekçelerini bilmek zorundayız! Hem takımı ölüme terk edeceksiniz, hem de sırtlayan kişiye tavır alacaksınız. Bu haliyle bu durumu anlamamızı beklemesin kimse!

Deniyor ki “Başkan, belediyenin kırtılı-kuruşunu heba edip bu takıma vermez!” Demek ki konu para alıp-alamama konusu! Futbola harcanan paraları geriye dönüşü olmayan çarçur olarak görebilirsiniz. Kendi ağzınızla açıkladığınız ve şimdiye dek yaklaşık üç yüz bin lira zarar ettiğini beyan ettiğiniz yüzme havuzuna verilen paralar lotodan çıkan paralar mı? Ben stada gidip maç izliyor, bu yolla sosyalleşme hizmeti alıyorum ama havuza gidip yüzmüyorum. Benim paramla birileri nasıl havuz sefası yaşıyorsa, onların parasıyla da ben maç izlerim! Bazı şeyler sübvanse edilir! Evinizdeki televizyonun size hiç getirisi yok ama onun masraflarını çekiyorsunuz. Beslediğiniz kedinin size hiçbir faydası yok ama onu besliyorsunuz! Yaşamın her alanı kâr-zarar hesabıyla konumlandırılmaz!

Çaycumaspor Kulüp Başkanı Enes Eser’in yaptığı basın açıklaması videosunu izleyip sosyal medyadan paylaştım. Birileri çıkıp bu açıklamalara somut ve geçerli kanıtlar sunarak yanıt vermeli. Bizi sokak jargonu ve kahve ağzıyla oyalayacaksanız sizin tahmin edebileceğimiz nedenlerle Çaycumaspora sırtınızı döndüğünüzü düşüneceğiz!

Maçlara top toplayıcı çocuk bile vermeyen görevli devlet dairesini (Sanırım Gençlik ve Spor Müdürlüğü) kınıyorum. Oraya ambulans göndermeyen kurumu kınıyorum. Çaycumasporu sahipsiz bırakan anlayışı ve destekçilerini kınıyorum. Bir şehrin birlik ve bütünlüğü böyle pespaye hareketlerle paramparça edilemez!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *