PARANIN GÜCÜ!

mevlut

PARANIN GÜCÜ!

Cumhuriyet Gazetesi eski yazarı merhum İlhan Selçuk, kapitalizmin Türkiye yansımasından söz ederken kaba kapitalizm ya da kapkaç-talizm derdi!

Fransız Devrimi olarak adlandırılan Avrupa aydınlanmacılığının birçok değerinin bizde ne yazık ki farklı içerikle bilinip uygulandığını yaşayarak görüyoruz. Sosyal devlet, hukuk devleti, liberal ekonomi, üretim ekonomisi, planlı ekonomi vb. gibi kimi kavramların bizdeki anlam ve uygulanışı, üçüncü sınıf siyaset bezirgânlarının halkı kandırma aracı olarak yerleşti! Bilimsel, demokratik ve laik eğitim olmayınca işin içine din ve inanç sömürüsü de karışmış durumda ki çık içinden çıkabilirsen.

Şu an ülkemizdeki durumun kısa özeti; paranın gücü olarak adlandırılabilir. Varsa paran, yaşama hakkın da var. Yoksa paran sokak köpeğinden bir farkın yoktur; gelen geçen basar tekmeyi!

Bu böyle nereye kadar gidecek? İktidara nefes ve can veren ve % 30 dolayında süren desteğin müsebbiplerine sormak istediğim çok soru var ama onların da yaşananları anladığı yok! Ağızlarına pelesenk edilen birkaç çikleti çiğneyip şaklatıyorlar o kadar!

Var olan gerçek şu ki battık! Büyük oranda dönüş yok! Hani ölecek hasta doktora sormuş; “Hocam, sağlığıma kavuşmam için nasıl beslenmeliyim?” Doktor durumun bilincinde elbette; “Fark etmez, ne yersen ye!” Üzgünüm, kısa zamanda o % 30 da acı sonu görecek ama bizi de batırmış olacaklar! Siz bunu çoktan hak ettiniz ama bizim suçumuz neydi; söyler misiniz?

 

YASAKLAR!

Erkek egemen toplumun değer yargıları da erkek egemen olur! Yasaklar, yasaklamalar, sınırlar, renkler, iyiler-kötüler, neyi nasıl görmeniz isteniyorsa öyle göstermeler, yanılsamalar, politik kıvırmalar… Bildiğiniz ve bilemediğiniz ne varsa tümden erkek egemen yargılarla düzenleniyor bizde!

         

Erkek dediğiniz de erkek olsa! Muhafazakârlık dediğimiz kavram gericileşmişken bunun erkeği nasıl insancıl olsun ki? O kesimin kadını da erkek egemen bir algıyla yürüyor yolunu! Yasaklar insanın yaşam alanını daraltıp soluksuz bırakmaya doğru akıp gidiyor!

Kim neyi giymiş, kim ne konuşmuş, kim nasıl gülüp ağlamış, kim kime yan bakmış…

Müzik ne zaman çalınacak, türkü hangi dilde söylenecek, eşarbını yandan bağlayanla, gözlüğünü kafasına kilitleyen tayt giyecek mi? Kitaplara, filme, ekrana, sahneye, resme, fotoğrafa yansıyan yasaklar hep erkek egemen bir yargıyla şekillenince kadına yaşam alanı kalmıyor elbette. Sonra kadına şiddet, kadın cinayetleri, kadının ikinci sınıf insan olarak geriye itilip aşağılanması falan filan…

Yazının ilk bölümünde vurguladığımız paranın gücü yasak ve sansür olarak önümüzü kestikçe toplum olarak abat olamayacağımızı bilmenizi isterim.

Birçok şeyi görüp de susan toplumumuza seslenmek isterim; “Susma! Sustukça sıra sana gelecek!

 

REKLAMLAR!

Fıkra bu ya bizim Temel ticarete atılmaya karar vermiş. Fakat sermaye yok! Arkadaşı İdris’e gitmiş. “İdris, bana elli bin lira borç ver; ticarete atılacağım!” demiş.

İdris, arkadaşını kırmak istemez ama yapacağı işlerle ilgili de bilgi almak ister. “Ula Temel, vereyim sana elli bin lirayı da sen bu parayı ne yapacaksın?

Temel muzipçe gülmüş; “Kırk dokuz bin dokuz yüz doksan dokuz lirasını reklama yatıracağım. Gerisi de sermaye!

İdris şaşırmış; “Ula Temel delisi, o kadar parayı reklama yatırıp geri kalan bir lirayla ne iş göreceksin?” demiş.

Temel muzip gülüşünü sürdürmüş; “Ula İdris, o kadar reklama bir lira sermaye çok bile! Reklam sağlam olunca ne iş yapacağımın da sermayenin de önemi yok, devir reklam devri!” demiş.

Çaycuma’da yaşananlar da böyle. İçi dışı reklam kokan işler, güçler, ediş ve oluşları otuz iki kısım tekmili birden izliyoruz.

Konut fiyatları, kira artışları, insanları soluklandıracak adımların atılmayışı, müteahhit egemenliği, toplumdan alınan karar ve yetkinin, kör kör parmağım gözüne fütursuzluğuyla yine halkın zararına kullanılması ve daha neler neler…

Sağ bezirgânlar eskiden “iman” derdi. Şimdi “imar” diyorlar!

Madem reklam bu kadar geçer akçe, o halde sermaye ve işin ne önemi var! Hadi bakalım kolay gelsin! Seçim geldiğinde herkes muhasebesini yapar artık. Yapıp edilenler kime dar, kime bol gelir hep birlikte göreceğiz!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *