NEREYE GİDERSEN GİT!
Öncesinde Zonguldak’taki cami, devamında Filyos Limanı açılışı yapıldı. Zonguldak’ta iktidar dışındakiler davet edilmezken liman açılışında durum farklıydı.
Kestirmeden yorumlayayım;
1-“Camiyi biz açar, politik parsayı da biz toplarız!” (Hangi politik parsa kaldıysa!)
2-“Liman açılışına siz de gelin; sonra doğa-moğa, kuş-muş, tarla-marla diye mızıldanmazsınız!”
Benim 0,75 bozuk gözlüklerimin ardından gördüğüm bu!
Elbette “herkes” benim gibi görmeyecekti! Alakasız bir şekilde def dümbelek oynayıp gaz verenler, işaret fişeği atanlar, “politik yaşamının bundan sonrası” için zar atanlar olacaktı!
Hiç yanılmadım!
“Yok şöyle harika bir liman, yok böyle mühendislik projesi, gazın bulunması bile ilahi bir lütuf, keşke doğa da bozulmasaydı…” falan, filan!
Öbür yandan kimi dostlarımızın haklı feveranları, katledilen her şeyin bir daha asla geri gelmeyeceği ve devamında bütün bölgenin talan edilip hiç de ekonomik ve akılcı olmayacak olan bir sürece girildiği vurgusunu öne çıkaran yazıları.
Hepsini alt alta, yan yana koyduğumda benim üç yıldır elime almadığım uzun sap sazımın gevşemiş telleri gibi kulak tırmalayan tınılar!
Bu sazın, bu haliyle ve bu eskimişliğiyle üç notayı ardı ardına düzenli seslendiremeyeceğini bilmek için Arif Sağ olmaya gerek yok ama “Arif” olmaya gerek var!
Hiç sözü uzatmayayım;
Bir öneri de benden; Nasrettin Hoca’nın çok da güzel olmayan ve ev ev gezen karısına yaptığı çağrı gibi söyleyeyim; “Bizim eve gelme de nereye gidersen git!”
FİLYOS LİMANI VE DEVAMI…
Son yerel seçim sürecinde özellikle Saltukova üzerinden birçok yazı yazarak, Sakaryalılar Grubundan, Karabüklülere kadar, yerelden uzağa kimi arazi kapatıcılarının neler çevirip neleri planladığını bir ucundan yazıp kamuoyunun gündemine taşımaya çalışmıştım! Doğru yerden doğru atışları yaptığımı çıkan sesleri işitince anladım ve biraz daha araştırıp işin içine daldım. Neler gördüm neler!
Yazılanları tekrara düşerek hem sizi, hem kendimi yormak istemem. Konuyu birkaç soruyla açarsam Arif olanlar şıpın işi durumu anlar!
1-Filyos Liman alanından Çaydeğirmeni’ne kadar olan arazilerin nereden nereye kadarı ağır sanayi, nereden nereye kadarı tarımsal ya da hafif sanayi yatırımlarına ayrılmıştır?
2-Saltukova demiryolu geçidi köprüsünden Çaydeğirmeni’ne kadar olan ırmak yatağını sağlı sollu kiralayanların listesi incelendiğinde kimlerin arazi kapattığı da görülecektir. Görmeye niyeti olanlar parmak kaldırsın!
3-Türkiye’de yaşanan yasadışı bütün ilişkiler bir bir deşifre olurken, kim hangi nedenle hangi yatırıma “yatırım” gözüyle bakabilir? Neyin mühendisliği, neyin harikası, neyin gazı, neyin ilahi oltası?
4-Filyos arkeolojik kazılarında iktidar ve yerel uzantılarının Sümer Hoca ve ekibine neler yaşattığını hiç mi bilmiyorsunuz? Ya Kadıoğlu mozaiklerinin akıbeti?
5-Şu an Filyos merkezde yaşanan ağaç, okul, arsa talanlarını dile getiren duyarlı insanların sesini benim kulaklarım duyuyor da sizin kulaklarınıza “Dolar suyu” mu kaçtı?
…
Başka sorularım da var ama biraz dinlendirelim. Nasılsa uzun ve sıcak bir yaza giriyoruz! Rüzgâr nereden eserse yelkenleri oralara açanların ters kaleye yatırdığı çok acemi kaleciler göreceğiz! Gördükçe yazıp sorarız!
KORALI
Siz okursanız yenileri gelir. Siz okumazsanız “El ayak; aynaya bak!” olur. Oldurtmayın! Kitap tüccarı değilim; reklâm vereyim! Alacağınız her kitap atacağım her adımın dermanı olacaktır!
Koralı size de konuk olsun! O sizin için yazıldı!
Kitabın basıldığını haberleştirdiğimden şu ana kadar ilgisini esirgemeyen ve kitabı edinip bir batımda okuyan sevgili dostlarıma gerçekten çok ama çok teşekkür ediyorum. Sanırım iyi bir ürünü kotarmışım! Okuyucu dönüşleri çok harika!