KURALSIZLIK HER YERDE!
Devlet sistemi kurallar ve ilkeler üzerine kurulurken gücünü hukuktan alır! Hukukun temeli insan ve insan haklarıdır! Yaşam hakkı, düşünceyi açıklama özgürlüğü, konut dokunulmazlığı, seyahat özgürlüğü gibi… Buna genel adıyla “Medeni Kanun” diyoruz.
Ülkemizin içinde bulunduğu durumu düşündükçe devletin ne kadar sistem dışına kaydığını görüyor olmak, demokratik ve ahlak kazanımlarının nasıl da çarçur edildiğini bilmek insanı yaralıyor!
İktidarı ülke yönetiminde, diğerlerini de yerel yönetimlerde görüyor ve biliyoruz! “Mantalite” dediğimiz ve öz olarak düşünce yapısı ya da bakış açısı olarak adlandırabileceğimiz bir açıdan bakınca görüyoruz ki “İktidar” olanlarla “İktidar adayı” olanlar açısından çok da ayrışık bir fark yok!
Gördüğüm o ki tüketim ekonomisinin toplumsal türevi olan çıkar temelli tüketim ilişkilerinden, üretim ekonomisinin sonucu olan paylaşım temelli üretim ilişkilerine geçilmeden bu şekilsizlik sürecek!
Umutlu muyum?
İnsana olan inanç ve güvenim sonucu; Evet!
Umutsuz muyum?
Var olan bozulma ve bozunmayı düşününce; Evet!
ÇÖP SORUNUNU ÇÖZEMEDEN…
Daha önce de yazdım. Çöp toplama, kesintisiz su verme, şehrin gürültü kirliliğini en aza indirme, “dediğim dedik, çaldığım düdük” anlayışını şehrin sorunları sıralamasından çıkarmadan ne modernlik olur, ne de modern yaşam!
Çaycuma Belediyesi, yapılan eleştirileri dikkate almama, eleştiri yapanları ötekileştirme, düşman sayma, kişiselleştirme gibi yukarıdan bakış çizgisini sürdürüyor! Sorulan hiçbir soruya yanıt vermiyor! Verilen dilekçeler yalnızca “verilen dilekçeler” olarak kalıyor. Halk hiçbir konuda bilgilendirilmiyor. Alınan kararlarda “söz ve karar paylaşımı” hiç uygulanmıyor! Şehrin öz dinamikleri olan sivil toplum kuruluşları “şekil” olmanın ötesine geçemiyor!
…
Bu ara başlıkta kullandığım fotoğraf, şehrin ücra bir köşesinde değil; Pehlivanlar Mahallesi, Pehlivanoğlu Caddesindeki evimizin bitişiğindeki çöp alanıdır! Köpek, kedi ölülerinden yemek atıklarına, inşaat ve bahçe atıklarından plastik, şişe vb. atıklara kadar her şey var burada! Bu durum kışın da böyle, yazın da böyle! Bu durum otuz yıldır böyle! AKP döneminde de böyleydi, iki dönemdir arzı endam eden CHP yönetiminde de böyle! Çaycuma’nın çöp sorununun yalnızca bize özel bir görüntü olup olmadığını araştırdım. Kenar mahallelerde daha çok olmak üzere, şehrin büyük bölümünde bir hengâmenin olduğunu üzülerek görüyoruz!
Yol katkı payı alacağım diye insanların iki ayağına bir pabuca sokan, 3194 Sayılı İmar Kanununun 18. Maddesini anlaşılmaz şekillerde uygulayan, içinden ırmak akan şehrimizin insanına suyun tonunu 6.4 liraya satan, her üç günde bir suyu kesilen Çaycuma’yı görmezden gelip güzellemeler düzerek mi makbul yurttaş olacağız; bilemiyorum!
Dost acı söyler! Oraya köprü, buraya park, şuraya baz istasyonu, öteki tarafa havuz yaparak modern şehir olsaydı, bugün AKP iktidarı uçuşa geçerdi! Sizin de gördüğünüz gibi çakılmış durumda!
…
Önerim odur ki insanlara kulak verin! Modern yaşam alanlarını, sürekli ve işler yaşam koşulları oluşturarak yaparsanız bir şeye yarar! Bakın, yaz geldi! Yağmur ve havadaki nem oranı sinek ve sivrisinekleri çoğalttı! En geç üç akşamda bir püskürtme ilaçlaması yapın!
Önerim odur ki insanları bilgilendirmeden, onların onayını almadan, kendi bildiğiniz doğruları ya da o düşünceniz her ne ise onları millete dayatmayın! Çaycuma’yı gittikçe giysisi allı pullu, içi kir ve ter kokan çürük dişli bir insana benzetiyorsunuz! Sizden geriye üç bina, iki park ve yıktığınız gönüller kalacak! Üst üste otuz kez seçim kazansanız da bu değişmeyecek!
İPTALLER ÜST ÜSTE!
2464 Sayılı yasaya yaslanarak halktan toplanmaya çalışılan Yol Katkı Payı uygulaması Vergi Mahkemesince kökten iptal edildi. Çaycuma Belediyesi bir üst mahkemeye “Kararın yürütmesinin durdurulması” öncelikli itirazını yaptı. Üst mahkeme reddetti. Süreç sonunda Vergi Mahkemesi kararının onanacağını hep birlikte göreceğiz.
Çaycuma’nın çeşitli yerlerinde yapılan 3194 Sayılı İmar Kanunu 18. Madde uygulamalarının hukuktan döndüğünü görüyoruz. Hatta kimilerinin üst mahkemece de onandığını görüyoruz. Gene görüyoruz ki Çaycuma Belediye Encümeni, başkan başkanlığında sürmekte olan davalar bitmeden yeni kararlar alıp uygulamaya koyuyor. Bunun anlaşılır bir açıklaması yoktur!
Filyos Irmağı üzerinde açığa çıkan alanlarla ilgili ihdas uygulamalarının da yakında patlayacağını hep birlikte göreceğiz.
Tarım arazilerine bir bir imar izni verilmesi de ayrı bir yara olarak kanıyor!
Dört beş kat artırılan Emlak Vergilerini nereye yazalım?
Bilgi güncellemelerini zamanında yapmayan belediyenin, güncelleme sonrası mükelleflere geriye dönük beş yıl ceza uygulamasını bana kim nasıl açıklayacak?
Yahu biz bu şehirde insan gibi mi yaşayacağız yoksa hep sizinle mi boğuşacağız? Biz hangi günahı işledik de size müstahak olduk?
Bunları dile getirince ilgili yöneticiler esip gürlüyor! Hiçbirisinin aynaya bakmaya niyeti yok!
Sel gidecek kum kalacak! Göreceğiz verdiğiniz hasarı!