“İTİRAFNAME” HA?
“İTİRAFNAME” HA?
On üç madde yazmış ve artık kimlere yazdıysa onuncu maddesi bildiğiniz gibi!
“3500 mükellefi ilgilendiren, ancak ve sadece 7 kişinin dava açtığı HAKSIZ(?) ve HUKUKSUZ(?) Yol Katkı Payları…”
Ağza bak ağza! İp koptu ya tutun da göreyim sizi!
1-Önce Emlak Vergilerini en yüksek miktarlara sabitlediniz. Sonra yol güzergâhlarına liste hazırlayıp yaklaşık dört bin kişiye Yol Katkı Payı ödemesi kitlediniz!
2-Yaklaşık 1000 (Bin) kişi itiraz dilekçesi verdi. Tek bir dilekçeyi bile dikkate almadınız. Fotokopiyle çoğalttığınız yazıları başka bir bildirimin yanına koyup gönderdiniz! Dilekçelerin nesini beğenmediyseniz! Bakar mısınız hak ve hukuka? Iğıl ığıl akıyor!
3-Yedi kişi değil, on iki kişi dava açtı. Ayrıca ne fark eder ki? Bir kişi bile açsa, bu, insanların yapıp ettiklerinizi kabullendiği ve sizin o bir kişiyi ezebileceğiniz anlamına mı gelir?
Nadır Çayırlığından ta dağın dibine kadar olan binlerce dönüm arazi için yaptığınız İmar Kanunu 18. Madde uygulamasını yüz elli kişi dava açıp da öyle mi iptal ettirdi? İnsanları göz göre göre mağdur ettiniz ve yargı da buna dur dedi! O zamanın parasıyla gerçekten yüksek miktardaki kaynağı dönüşü olmayacak şekilde heba ettiniz? Ne içindi bunlar? Kimin için?
4-Belediye Meclisinin Yol Katkı Payı kararı önce Zonguldak Vergi Mahkemesince iptal edildi. Ardından bu iptal kararı Ankara 4. Vergi Dava Dairesince onandı.
5-Yüksek yargı kararını yok sayıp ikinci kez benzer bir Belediye Meclisi kararı çıkardınız. Bu kararı da önce Zonguldak Vergi Mahkemesi iptal etti ve gene Ankara 4. Vergi Dava Dairesince iptal kararı onandı.
6-Bakar mısınız hukuk anlayışına? Bu ikinci yargı kararları da kesmedi, benzer hareketleri sürdürdünüz! Bu ve benzeri örnekler o kadar çok ki!
7-Sonuç? Sonucun ne önemi var?
AKP iktidarı Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımadı da siz yüksek yargı kararlarını tanıdınız mı? AKP Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamadı da siz yüksek yargı kararlarını uyguladınız mı? Söyler misiniz, sizin AKP iktidarından farkınız ne?
Yazının başındaki koyulaştırılmış cümlenize bakar mısınız? O parantez içindeki işaretler size neyi anlatıyorsa durum odur! Koltuktan aldığınız güç size böyle davranma hakkı mı veriyor?
Bakın ben, anlayanlar için tane tane yazdım. Bu yazdıklarım; anlamak isteyenler için saz, anlamayanlar için Ramazan davulcusunun davulu ile bizim rahmetli Seyfi Ustanın zurnası az!
SON KEZ YAZIYORUM…
Hafta sonu yerel seçimler var. Çaycuma’da yirmi beş binin üzerinde seçmen oy vererek Çaycuma Belediye Başkanı ve Belediye Meclisini seçecek!
Kimin kazanacağını hepimiz biliyoruz. Ancak ben kaybedenin kim olacağını söyleyeyim; Çaycuma! Seçimi kim kazanırsa kazansın Çaycuma kaybedecek!
Seçimin sonucu ne olursa olsun halk kaybedecek! Bunu yaşayarak göreceksiniz.
Bu yazı benim bu içerikteki son yazımdır. Sonrasını sonra konuşuruz!
…
1 Nisan itibariyle insan ilişkilerimi ve toplumsal bağlaşıklığımı yeni bir düzleme oturtacağım. Sonrasını sonra konuşuruz. Ahir ömrümün kalan zamanı benim için çok önemli ve kıymetli! Sesime ses katan dostlarıma, arkadaşlarıma ve tanıdıklara teşekkür ediyorum.
Benden bu kadar!
SON UÇAK!
Meşe’de İnecek Var ve Koralı romanlarından sonra Son Uçak romanım da okuyucuya ulaştı. Çok ama çok emek vererek kitaplaştırdığım bu dosyaya emek katan kültür ve sanat insanı dostlarım başta olmak üzere, beni hiç yalnız bırakmayan okurlarıma çok teşekkür ediyorum.
Daha önce açıkladığım ve dostlarımın bildiği nedenlerle Çaycuma’da imza günü yapmayacağım. Ne ki buna pek gerek de kalmadı. Üç haftadır bütün günlerim okuyucuya kitap ulaştırmakla geçti ve bu hareketlilik sürüyor. Çok kez söylediğim sözü yineleyeyim; “Okur varsa yazar vardır! Gerisi hikâye!”
Son Uçak, son dosya değil elbette! Ardından Toplu Şiirler gelecek. Oylumlu bir dosya olarak kitaplaştığında bireysel tarihimin en önemli imzası olacak! Ardından Masalsı Öyküler–Öykümsü Masallar dosyası kitaplaşacak. Sonra Eduardo Galeano yazı tekniğiyle yazılmış yazılar kitaplaşacak. Beklenmedik bir ölüm kapımı çalıp da sesimi kesmezse soluk alıp verdiğim sürece bu toprakların kültür ve edebiyatına yeni ürünlerle katkımı koyacağım!
NK ŞİİR EVİ!
Bu yaz çok büyük oranda NK Şiir Evinde olacağım. Bütün hazırlıklarımızı yaptık.
Akşamlarında ağustos böceklerinin uçuştuğu, yıldızlarla kaydırak oynadığımız ve gece kuşlarını dinleyerek uyuduğumuz yaz akşamlarımız olacak! Gücüm yettiğince çoban ateşi yanacak o akşamlarda! Türküler dinleyeceğim Ruhi Su’dan, Sümeyra Çakır’dan. Eski plaklar çalacağım! Pek yeteneğim yoktur ama resim yapacağım. Sözünü müziğini uydurduğum türküler söyleyeceğim! Kuşlar, kertenkeleler, kediler ve hatta yılanlar rahatsız olacak ama saz bile çalacağım!
Dostlarımı ve yoldaşlarımı NK Şiir Evine yollarını düşürmeye çağırıyorum! Gelirken Ulu Manitu’nun kutsadığı ateş suyunu getirin yeter!
Klavyenin son tuşuna basmadan önce yürek sıcaklığıyla elimi uzatıyorum! İyi ki vardınız ve iyi ki varsınız! Unutmayın; siz varsanız ben varım!
Bu arada başıma vura vura, kimin dost kimin “dığdığının dığdığısı” olduğunu öğreten malum kişiler, sizlere de çok teşekkür ediyorum!
Giderken kapıyı kapatın; içerisi üşümesin!