İŞİN SUYUNU ÇIKARDINIZ!

İŞİN SUYUNU ÇIKARNDINIZ!
Geçen haftaki yazımın ikinci bölümünde, AKP’li Zonguldak Belediyesinin, şebeke suyuna yaptığı zammı eleştirip “Üzgünüm ama durum bizim için “Ele verir talkını…” gülünçlüğünde. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye’yi, Çaycuma gibi yöneteceğiz!” dediği Çaycuma’da suyun tonu 10.-TL! Hadi siz durumu yerel ve ulusal basın aracılığıyla cümle âleme anlattınız; biz kime anlatacağız! Bizim belediye, korona günlerinin en cak-caklı zamanında suya önce % 30 zam yaptı, üç gün sonra; % 30 indirim yaptı! Oysa yapılması gereken o zaman 6.-TL olan suyu en az iki üç ay ücretsiz dağıtmaktı! Ve bu yapılamayacak bir iş değildi!” diye yazmıştım.
Yazmaz olaydım! Yazıyı yayına verdikten sonra öğrendim ki beterin de beterini yapmış bizim “Mayor of Chaychuma!” 10.-TL olan şebeke suyunun tonunu, her zamanki gibi “Kaldır parmak–İndir parmak” yapıp 20.-TL’ye çıkarmış. Bugüne kadar yapıp ettiklerinden deneyimli olduğumuz “kendisi” ve “seçmece” kadrosunun bu vicdansız icraatına inanın şaşırıp kaldım!
Bütün hafta bu vicdansız icraatın tartışmasıyla geçti! İnanılacak gibi değil ama bu fahiş zammı savunan Belediye Meclisi üyeleri bile vardı!
“Mayor of Chaychuma!” yaptığı garabet zammı savunurken iki gerekçeye yaslanma çabasını sergiliyor; 1- Elektrik giderlerimiz yüksek, 2-Yapacağımız yatırımlar için para gerekli!
2021 Kasım ayından, 2022 Kasım ayı arasında yani 1 Yılda, yalnızca suya % 340 zam yapıyor olmanın savunulacak neresi varsa, şimdilerde özellikle sosyal medya üzerinden debeleniyor! Anlat bakalım “Mayor of Chaychuma!” Anlat ki millet seni anlasın!
Sana iki çift sözüm var Bay “Mayor of Chaychuma!”
1-Son yerel seçimler öncesi hazırlıklarını gizli gizli yapıp seçim kazanılınca Çaycumalıların önüne sürdüğü Yol Katkı Payı faturaları için açtığımız davaları kazanıp abartılı rakamlarla akışı süren anafor paranın önünü kesmemiz, gece hayal kurup sabah inşaatına başladığı ego tatmini icraatlar için yeni bir kaynak gerekiyordu; Buyurun su zammının nedeni!
2-İmar Kanunu 18. Madde uygulamasıyla kaynak transferi yapacağını düşlediği Nadır Çayırlığından Yeşiltepe Mahallesine, yukarıdaki dağın dibine kadar olan alanda milyonlarca lira harcanarak hazırlanan proje bildik nedenlerle iptal edilip yüksek yargı eliyle de onanınca bizimkinin eli ayağı tutuştu! Buyurun size su zammının nedeni!
Yol Katkı Payı için nafile bir hamle yaptılar malum! O da biliyordu ters tepeceğini. Ters tepti ve ilk sonuçlar gelmeye başladı. Mahkeme yeniden iptal etti. Hüsran!
İmar Kanunu 18. Madde uygulamasının dönüşü de yok! Hüsran!
“Mayor of Chaychuma!” su zammı sonrası sosyal medyada da yorum yağdırmaya başladı. Bir yorumdaki önerisiyle, yoksulluk, pahalılık ve enflasyon karşısında halka “Sabır!” öneren Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’la aynı cümleyi kullandı! Cümle şöyle; “Sizin nezdinizde sağduyulu hemşehrilerimize teşekkür ediyorum, bu zor günlerden bir an önce kurtuluncaya kadar sabır diliyorum.” BK (Not: Bozuk cümlenin dilbilgisi düzeltilmemiştir!)
Hep diyorum; “Ha Ankara, ha Chaychuma!” Ruh halinden, ekonomik çizgisine kadar her şey aynı! Tek adam olmak bu kadar mı çekici?
İlgili şahsın bir de “Giyinik” “Soyunuk” zam savunması var ki evlere şenlik. Efendim, aslında suyun fiyatı 18.80 değil, 9.40’mış. 18.80; Giyinik, 9.40; Soyunuk fiyatmış! Anlayan beri gelsin.
Beyefendi, “Giyinik–Soyunuk” durumları biz yurttaşların ilgi ve uzmanlık alanı değil. Ben sıradan bir yurttaş olarak su yükletmeye gidip “Beş ton su yükletmek istiyorum!” dediğimde; “Giyinik mi istersiniz, Soyunuk mu?” demiyorlar. Soru açık; Beş ton su için 50.-TL mi vereceğim, 100.-TL mi? Benden 100.-TL isterlerse, “Ben giyinik su sevmiyorum, size 50.-TL vereyim de Soyunuk su verin!” mi diyeceğim? Yahu siz bu halkla dalga geçme huyunu kimden edindiniz? Hani bütün kararları halkla birlikte alacaktınız! Yol Katkı Paylarında, Emlak Vergisinde, 18. Madde uygulamalarında halkı haberdar etmediniz, bari suyu Soyunuk mu, Giyinik mi istediğimizi sorsaydınız!
Elbette “seçmece” Belediye Meclisi Üyeleri, CHP İlçe Yönetimi ve CHP Üyelerine söyleyecek bir sözüm var! Gün gelir; “Bize oy verin!” diye kapımızı çalarsınız. Bu halk o zaman bildirir size haddinizi! Saçınız ak mı kara mı görürsünüz.
Ancak izin verin söyleyeyim; “İşin suyunu çıkardınız!”
SİYAH ÇELENK!
Soru çok basit ve yanıtı da çok açık. Yanıtını bildiğim soruları sormak gibi bir tavrım yoktur ve hiç olmadı. Ancak bu soruyu sormadan edemem. Lütfen yanıtlayın!
Soru; Şu an Çaycuma Belediyesi, CHP’li değil de AKP’li olsaydı, yapılan fahiş su zammı sonrası bizim “Sol Cenah” ne yapardı?
Lütfen bölüm başlığından kopya çekmeyin!
Size çok ama çok teşekkür ederim dostlarım! Zor günlerde size sırtımı dayamak gibi bir aymazlık yapmanın ne kadar beyhude bir çaba olacağını kanıtladınız bana! Size helal olsun!
Eylemle, Söylem yani Teori ile Pratik örtüşürse “Sol-Sosyalist” olunur. İnanın tam bir hayal kırıklığısınız! Ne Teoride varmışsınız, ne Pratikte! Halk nerede, siz neredesiniz? Bu sekterliği nasıl olup da kendinize yedirebiliyorsunuz? Üzgünüm ama bırakın “Devrimci-Sosyalist” falan olmayı, siz “Sosyal demokrat” bile değilmişsiniz!
TABELAYA BAKALIM NUTUK ATALIM!
“25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele günü” öncesinde Çaycuma Belediyesi çıkışlı çağrı yer aldı sosyal medya kanallarında. Kullandıkları görseli görünce donup kaldım ve “Yuh artık!” dedim. Görselde gördüğünüz gibi “Kadın Şiddeti!” diyordu. Yahu, dilinizi eşek arısı soksun; “Kadına Şiddet!”i nasıl da “Kadın Şiddeti”ne çevirdiniz?
Neyse ki iki gün paylaşımda duran bu görselin saçma çağrışımını görmüş olmalılar ki paylaşımda gördüğünüz ikinci ve üçüncü görseli koydular. Eh, hata giderilmişti!
Etkinlik sonrası paylaşılan basın bildirisinde “… kadına yönelik ayrımcılık ve şiddetle etkin mücadele için eşgüdümlü ve çok boyutlu çalışmalar yapılmalıdır” diyordu “Mayor of Chaychuma!”
Çoğu zaman olduğu gibi gene aldı beni bir gülmek! Dedim; “Helal olsun sana! Sinekten nasıl yağ çıkarılırmış görsün millet!”
YOL KATKI PAYLARINDA İKİNCİ RAUNT!
Geçen haftaki yazımın ikinci bölümünde şöyle bir saptamayı paylaşmıştım sizinle; “Bir 12 Eylül saçmalığı olan 2464 Sayılı Yasaya atıfta bulunarak, hem de gizliden hazırlıklarını yapıp, kazanılan ikinci seçim sonrası milletin burnuna fahiş Yol Katkı Payı faturalarını dayadı! Yurttaşlar dava açıp bu hukuksuzluğu iptal ettirdi! Ve yüksek yargı da onadı! Zonguldak İl Yönetimi, Merkez İlçe Yönetimi ve Çaycuma İlçe Yönetiminin gıkı çıkmadı! Yüksek yargının iptaline karşın Çaycuma Belediyesi, hukuksuz bir ikinci karar alarak geri ödenmesi gereken paraların üzerine yattı. Açılan ikinci davalar sürüyor. Ve bir hukuk garabeti yaşanmazsa gene iptal edilecek. Ve işin en üzücü yanı o ki; CHP İl Yönetimi, Merkez İlçe Yönetimi ve Çaycuma İlçe Yönetimi gene ses çıkar-a-mayacak!”
Yazdığım gibi oldu ve hafta içinde ilk sonuç geldi! Zonguldak Vergi Mahkemesi, ikinci davalardan ilkini sonuçlandırdı; SEKA Caddesi YKP garabeti İPTAL! Gerisi gelecek. Pekiyi bunun Çaycuma’daki yankısı ne oldu? Aynı üstte söylediğim gibi; SÜKÛT! Siyasi partilerin İlçe Yönetimleri, Sendikalar ve Dernekler “Gık!” diyemedi! Neden ve kimden korkuyorlarsa…
Mağdurlara geçmiş olsun. Gerisi gelecek. Ödemeyin para-mara! İsteyin ödediklerinizi! Bu uygulama hukuksuz ve haksız!
“DEMÜRÜM KİLİT!”
Bizim köyün altından dere geçer. Malum, çocukluğumuz hayvan çobanlığıyla geçti. Dere boyunda olurduk hep. Derede de bolca su yılanı olurdu. Ve o yılanlar gördükleri kurbağayı bacağından yakalar, yutmaya çalışırdı. Kurbağa çığlık çığlığa; feveran!
Bize kim ve neden anlattıysa, kurbağayı bacağından yakalayıp bağırtan bir yılan görünce hemen el parmaklarımızı kilitler, hiç kıpırdamadan “Demürüm kilit! Demürüm kilit!” diye bağırırdık. Böyle olunca yılanın kilitleneceğini, kurbağanın kurtulacağını sanırdık.
Şimdilerde rahmetli olmuş olan çocukluk arkadaşım Sabahattin’in kauçuk lastikli güzel bir tasması vardı ve çok iyi atış yapardı. Biz parmaklarımızı kilitlemiş “Demürüm kilit!” diyerek yılanın kurbağayı bırakmasını beklerken, o bize güler, nişan alıp yılana yapıştırırdı taşı! Pabucu pahalı gören yılan kurbağayı bırakıp sıvışırdı! Kurbağa kurtulmuş olurdu. Sabahattin de bize döner; “Aybıjııık!” diye seslenip dalgasını geçerdi. Anlardık ki yılan kurbağayı “Demürüm kilit!” denilince değil; taşı yiyince bırakır!
Rahmetli arkadaşımı özlemle anıyorum. Çaycuma’da örgütlü demokratik kitle örgüt yönetimleri ve üyeleri bu sıralar parmaklarını kilitlemiş; “Demürüm kilit!” demekle meşguller! Bizse elimizdeki kauçuk tasmayla ver ediyoruz çakıl taşını!
Sözün özü, sen sesini yükseltmezsen yılan yılanlığını bırakmaz! Seyirci olma; oyuna gir!
“Aybıjııık! Aybıjııık!”
“İNSANLAR MAYMUN MUYDU?”
Bu haftanın alıntısı, büyük roman yazarımız Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın “İnsanlar Maymun muydu?” adlı 1968 basımlı kitabından!
Romanın finalinde, maymun Baron’un ağzından insanlara şöyle seslenmektedir;
“İnsan, senin aslın gökten inme değildir; ne meleksin ne Şeytan!”
“Çöplükte biten ısırganlarla beraber sen de hayat özünü bu kara topraktan aldın. Kendine ne kadar yüksek dereceler ayırırsan ayır, sen de bizim gibi bir çeşit hayvansın!”
“Seni çıktığın yere gömüyorlar. Toprağa borcunu ödüyorsun. Hep beraber bu mayadan fışkırdık! Yine o asla dönüyoruz. Ayrılığımız gayrılığımız nerede?”