IRMAK YATAĞINI İMARA AÇMAK!

mevlut

IRMAK YATAĞINI İMARA AÇMAK!

  Ardı arkası kesilmeyen seri depremler sürerken doğal olarak neredeyse hepimizin gündeminde deprem ve nedenleri, ihmaller ve hatalar var!

Yaşadığımız şehir Çaycuma’nın büyük kısmı Filyos Irmağının aktığı yatak üzerindedir. Taban; toprak, kum ve çakıldır. Yani basınca ve titreşime dayanıksız!

Çifte danışmanlı ‘Mayor of Chaychuma’, bu konuya ilişkin, facebook sayfasında şöyle bir paylaşım yaptı ve yandaki görselleri kullandı; (Haritada “ayrılmamış Kuvaterner çökeller” olarak belirtilen alanlar depreme çok dayanıksız zeminlerdir ve depremde bu zeminlerin üzerindeki yapılar aynı standartlarda inşa edilseler bile sağlam kayalar üzerindeki yapılardan kat kat daha fazla etkilenirler.)

El hak, yazdıkları, saptamaları ve uyarıları doğrudur ve yerindedir! Irmak yatağı üzerindeki “kuvaterner” bölge her anlamda tehlikeli, basınca ve titreşime dayanıksızdır! Üzerinde asla yapılaşmaya gidilmemeli, imara açılmamalıdır!

 

HAL BÖYLEYKEN…

Hal böyle, durum saptaması da buyken ve bu kendi ikrarıyla beyan edilmişken, emir ve icraatlarıyla oluşturduğu uygulamalar böyle değildir!

Çaycuma Köprüsünün ‘Yakaran Kadın’ heykelinin üst tarafındaki ayağı ve devamı, yani kendisinin tanımlamasıyla ‘kuvaterner’ alanı olan ırmak yatağı içindeki 911 Ada, 2 Numaralı parsel (11.472 Metrekare) ‘yeşil alan’ imara açıldı!

Bu parsel, Belediye Evleri önündeki ‘Park alanı’dır. İçinde yüze yakın yirmi beş, otuz yıllık ağaçların bulunduğu, göçmen kuşların durak noktası bir yeşil alandır.

Buranın imara açılması üzerine, bölgede ikamet eden yurttaşlar hem belediye nezdinde girişimde bulunmuş, hem de hukuksal yollara başvurmuştur. Sistem işlememiş ya da işletilmemiş; sonuç alınamamıştı! Ne ki bu durum basına yansıyıp ülke gündemine girmiştir.

Aynı alanın içindeki ikinci durum daha vahimdir!

911 Ada, 3 Numaralı parsel (6.023 Metrekare) ‘ırmağın akış alanı içindeyken’, yoldan İhdas İşlemi ile belediye adına tapu çıkarılmış ve imara açılmıştır! Dahası, konut alanı olarak imar planı yapıldı! (İhdas süreci de ayrı bir hikâyedir!)

 

ANLAMAYANLAR İÇİN BİR KEZ DAHA YAZIYORUM!

Üzerine uçan daire konmuş belediye binasında oturan, birisi çevreci-yazar iki danışmanlı ‘Mayor of Chaychuma’ yönetimindeki Çaycuma Belediyesi, birisi doğrudan ırmak yatağı içinde, diğeri onun bitişiğinde ağaçlıklı park alanını olan ve biri 11,5 Dönüm, diğeri 6 Dönüm olmak üzere iki ‘kuvaterner’ alanı imara açtı! Yineleyeyim; bu iki imar alanının tamamı “kuvaterner” alan içindedir. Anlatabildim mi? Yoksa yeniden mi anlatayım?

Yazdıklarımı test etmek isteyenler “Parsel Sorgulama” sisteminden girerek durumu görebilirler!

 

CHP GENEL MERKEZİ VE ÇAYCUMA KAMUOYUNA SESLENİYORUM!

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Sayın Seyit Torun, Sayın Deniz Yavuzyılmaz, Sayın Murat Pulat, Sayın Ebru Uzun, Sayın Çaycuma CHP Yönetim Kurulu üyeleri, Sayın Belediye Meclisi üyeleri, Sayın Çaycuma Kaymakamı, Sayın AKP Çaycuma iktidar milletvekili

Çevre konularını işlerken dilinden ve kaleminden kan damlayan belediye danışmanı

Sevgili halkım

Bakın, Çaycuma Köprüsünün ayağında, ırmak yatağının içinde toplam 17,5 Dönüm çökelti alanı, CHP’li Çaycuma Belediyesi inayetiyle imara açılmış durumda! Aşağısı ve yukarısı rekreasyon alanı olan bu arazinin bu bölümünün imara açık olmasının ne anlama geldiğini size anlatacak değilim! Her biriniz durumu değerlendirebilecek yetkinlikte insanlarsınız!

Ben sıradan bir yurttaş olarak bu akıl almaz durumu kabullenemiyorum. Siz kabullenebiliyor musunuz? Güneydoğu Anadolu bölgemizde meydana gelen depremde yaşananları artık televizyon ekranından bile izlemeyi yüreğim kaldırmıyor! Sizin yüreğiniz kaldırabiliyor mu? Bize deprem ahkâmları kesen bir belediye başkanının, ırmak yatağını imara açmasını, hal böyleyken bize ders vermesini içselleştiremiyorum! Siz içselleştirebiliyor musunuz?

AKP’li Mithat Gülşen’in Belediye Başkanlığı döneminde yıkılan, babası ve yeğeniyle köylüleri çoğunlukta olmak üzere on beş canımıza mal olan köprü faciasını iki kez üst üste yazıp kamuoyunu bilgilendiren bendim! Göz yumanlar onlardı!

Hemen yıkılmalı!” raporu verilmiş olmasına karşın, beş yıl boyunca iktidar yöneticilerinin bir türlü yıkımını gerçekleştirmediği Çaycuma Lisesi binasını gündeme taşıyan ve apar topar bir hafta içinde yıkılıp enkazın kaldırılmasını sağlattıran bendim! Göz yumanlar onlardı!

Bu ve benzeri konular nedeniyle kendimi mahallenin delisi gibi hissetmeye başladım!

Bizim Çizgi İnternet Sitesi aracılığıyla buradan hepinize sesleniyorum; lütfen başınızı kaldırıp gerçekleri görün! Çaycuma’ya ilişkin bildiğinizi sandığınız çok şey gerçek değil! Yeni Mahalle Camisinden son sesle okunan ezan, Velioğlu Dağlarından kulağa hoş gelebilir ama inanın biz Cumhuriyet Meydanında bırakın telefonla konuşmayı, yanımızdakiyle konuşmayı bile yapamıyoruz! Sizin uzaktan hoşnutlukla baktığınız Çaycuma’nın dışı sizi acayip yakıyor biliyorum ama inanın içi bizi yakıyor!

Irmak yatağına hem de ‘kuvaterner’ alanı içindeki 17,5 Dönümlük bataklığı imara açmak cinayettir! Lütfen bu cinayete engel olun!

 

KOLTUK!

Depreme dayanıklı binalarımız yok ama depreme, enflasyona, pahalılığa, yolsuzluğa dayanıklı koltuklarımız var! Bir kez oturduktan sonra kalkanı görmedik daha!

Japon kültüründeki en önemli ritüel insan onurudur! Bir insanın, ülkesine, doğaya ve insanlığa zararı dokunan bir ihmali, eksiği, yanlışı olduğunda ‘harakiri’ denen kendi canına kıyarak onurunu temizleme esastır! ‘Mayor of Chaychuma’ ve Çaycuma Belediye Meclisi üyelerine ‘Harakiri yap!’ demiyoruz ama lütfen hatadan dönün!

Ülkede yaklaşık 50 Bin insan, yöneticilerin aymazlığı nedeniyle canını kaybetmiş; tek bir bürokrattan bile istifa yok! Hatasını, eksiğini, ihmalini kabul eden yok! Öyle ya da böyle birçok nedenle ırmağa yakın alanlar üzerine kümelenen yeni binalar soru işaretiyle arz-ı endam ederken, ırmak yatağına imar izni çıkararak yenilerine mahal vermeyin!

Bu toplumun felç edilen vicdanı yeniden canlandırılmadan, söylenen her sözün çöp olma ötesinde değeri yoktur! Vicdanınızı canlandırmanızı öneriyorum!

 

O SU BAĞLANMADI!

CHP’li Çaycuma Belediyesine yaptığım ve kiraladığım evin suyunun bağlanmasını talep ettiğim dilekçeyi verdiğimde, telefonuma şu ileti gelmişti; “Su bağlanması hk. konulu evrakınız Çaycuma Belediye Başkanlığı biriminde 27.07.2022 13:59 tarih ve 8745 numarası ile kayda alınmıştır.”

O su bağlanmadı!

Belediyelerin uymakla yükümlü oldukları Su ve Kanalizasyon Hizmetleri Uygulama Yönetmeliğinin 5. Maddesinin (d) Fıkrası gereği bağlanması gereken suyum Çaycuma Belediyesi Su ve Kanalizasyon Hizmetleri Müdürlüğünce bağlanmadı!

Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, CHP Zonguldak İl ve Merkez İlçe Yönetimi başta olmak üzere, sorunu aktarmadığım mercii kalmadı! CHP Genel Merkezine kadar ulaşıp durum hakkında bilgilendirdim! Belediye Avukatını, milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ı, o zamanki CHP Çaycuma İlçe Başkanı Şeref Köktürk’ü, İl Genel Meclisi Üyelerini, konuya ilişkin kim varsa hepsini bilgilendirdim.

Konu AKP’li Kozlu Belediyesi, AKP’li Zonguldak Belediyesi, olunca esip gürleyen Çevre Derneği Başkanı Belediye Danışmanı -eski arkadaşımı- bilgilendirdim. Çaycuma Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundum!

O su bağlanmadı!

Bu konuyu ilk kez alenen kamuoyuyla paylaşıyorum!

O su niye mi bağlanmadı? Mmm! On puanlık bir soru bu!

Çaycuma halkının sırtına yüklenen Yol Katkı Payı garabeti için açtığımız ve yüksek yargıya kadar kazanmış olmamıza karşın Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi eliyle hukuksuzca verilen ikinci kararlar da iptal edildi! Eh! Az buz bir suç mu bu?

İmar Kanunu 18 Madde uygulamaları benzeri süreçler sonunda iptal edildi! Neden iptal edildiği gerekçeli kararda ‘Celal’e anlatır gibi!’ yazıyor!

Geriye dönük emlak vergisi adres değişikliği bildirim cezaları iptal edildi! (O sürecin burada paylaşmadığım ve belgeleri elimde olan bir başka ayrıntısı var ki vahim!) O suyu bağlamama gerekçelerini yazdıkça yazı uzayacak! Keseyim…

Ben, halk ve halkın çıkarları, evrensel hukuk ve insan hakları nerede ihlal ediliyorsa orada oldum! Yancılar gibi göz yummadım! Bunun bedelini evimin suyunu bağlatamamak olarak ödüyorum!

Türkiye hukuku, adaleti ve devletinin gücü, sıradan yasal bir işlemin uygulanmasını sağlayamadı! Ve bu dosya elbette ki ve kesinlikle benim indimde kapanmadı ve yaşadığım sürece açık kalacak! O kurt, o kışı geçirdi ama yediği o zemheri ayazını unutmayacak! Elimde kalın bir buzla geziyorum! O ayazın müsebbipleri o buzu ne yapacağımı bilir!

Vasiyetimdir; öldüğüm zaman ardımdan kimse süslü sözler söylemesin, yazmasın! Yaşarken yanımda olmayanlar, ölünce beni badem gözlü yapmasın! Sol gözüm şaşıdır ama her ikisi de iyi görür!

 

VERBA VOLANT, SCRIPTA MANENT!

(Söz uçar, yazı kalır!)

Doğrudur; söz uçar; yazı kalır!

Yazdıklarım kalsın diye yazıyorum!

Kim bilir belki insan vicdanı ayağa kalkar da sızılar!

Haftanın sözünü Tahsin Hocamdan vereyim; “Doğru söylemek doğru olmaya yetmiyor, doğru olmak da doğru söylemeye!” / Tahsin Yücel-YALAN- S.168

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *