GÜNDEMİ UZAKTAN İZLEMEK!

mevlut

İletişim teknolojisi tüm mesafeleri kaldırdı! Artık, Meksika’daki bir maçta atılan penaltı ağlara gitmeden Türkiye’den doğru gol diye bağırabiliyoruz! Dünya büyüktü; küçüldü, bir avuç kaldı!

Bir süreliğine Çaycuma’nın dışına çıktım. Bu yazıyı epeyce uzaktan yazıyorum! Tebdil-i mekândan uzaklaşıp ferahlık bulayım istedim. Bir süredir yaşadığım sağlık sorunlarına daha iyi koşullarda çözüm bulma olanağını da kullanayım istedim. Daha sağlıklı ve daha dinlenmiş olarak döneceğim.

Gündemi uzaktan izlemekle Çaycuma Cumhuriyet Meydanından izlemek arasında hiçbir fark yok! İçinde yaşadığım Çaycuma, buradan da aynı görünüyor! Bunu anladığım andan beri hiçbir şeyi merak etmiyorum.

 

KARAR!

Yapılanlar hukuksuz ve toplumsallıktan uzaktı. Modern ve halkçı belediyecilikle hiç bağdaşmıyordu. Bakmayın siz ötekileştirici dil kullanan ve onlara payanda olanların efir püfür söylemlerine!

Tarafımızın açtığı davadaki karar da ötekilerle aynı yönde. Yapılan garabet uygulamayla nelerin ayaklar altına alındığını bir de hukukçuların oy birliğiyle aldığı karar metninden okumak inanın beni gereğinden çok üzdü.

Halktan yana, aydınlıkçı, eşitlik ve hukuktan yana olduğunu sosyal medya sayfalarından gerine gerine yazan birçok kişinin süreç başladığında feveran ederek yaptığım açıklamalara itibar etmemiş olması, inanın şu an bana daha acı veriyor!

Gördüm ki “Kral çıplak!” Gördüm ki “Yalan Rüzgârı”ymışsınız!

Olsun; fark etmez! Ben sizi her şeye karşın seviyorum. Biz birbirimize lazımız!

 

BİDEN’E VERİP VERİŞTİRMEK!

ABD Başkanı Joe Biden, Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşanan ve günümüzde de çok tartışılan Ermenilere ilişkin savlardan “Ermeni soykırımı yapıldı” olanını söyledi.

Bu tezin enini boyunu, aşağısını yukarısını, içini dışını konunun uzmanı tarihçilere bırakarak konunun bir başka boyutuna dikkat çekmek istiyorum.

Benim anlı şanlı sol, sosyalist, demokrat vs. söylemli arkadaşlarımın epey bir çoğunluğu sosyal medya hesaplarından; “Bu ABD var ya bu ABD, şurada şu kadar, burada bu kadar insanı katletti!” türünden paylaşımlar yaparak derinliklerini gösteriyor!

Arkadaşlarımın hepsinin söyledikleri fazlasıyla doğru! Fakat bu söylem; “Tencere, dibin benden kara!” söylemidir! Bu bir kahve edebiyatı söylemidir! Sizin söyleminiz olmamalıdır!

Birader; Sen sosyalistsin madem, öncelikle bilmen gereken şey emperyalizm ve onun toplumların yaşamına ne tür zulümler yaşattığıdır. ABD, İngiltere, Fransa başta olmak üzere kapitalizmin vatanı ve emredeni olan ülkelerin yapıp ettiklerini biliyor olduğun için diğer insanlardan bir adım öne geçip; devrimci, demokrat, sosyalist, ilerici vs. olman gerekir!

Gerici, kafatasçı milliyetçiler, konuya ilişkin hiçbir bilgisi olmamasına karşın allame kesilen cahillerle aynı dili kullanıyorsan ben sana ne diyeyim! Söyleyecek bir sözün yoksa bir sus da biz seni hâlâ sandığımız kişi olarak bilelim!

Senin dilin, “Dünya insanlığının kardeşliği” değil miydi? Ne zaman evrim geçirdin?

Bak sosyalist arkadaşım, Trump emretti; biz papaz Andrew Craig Brunson’ı gönderdik!

Bak devrimci kardeşim; Almanya üst perdeden fırçaladı; eski yurttaşımız gazeteci Deniz Yücel’i gönderdik!

Bak solcu yoldaşım; Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürüldü ve cesedi bavulla kaçırıldı; gıkımız çıkmadı!

Örnekleri çoğaltayım mı?

Bakın arkadaşlar; siz, ‘siz’ olamazsanız, eline değneği alan sizi hizaya sokar!

12 Eylül döneminde, Fransa’daki Ermeni Konferansına, Türk tezlerini savunacak bilim insanı bulamayan faşizmin Kenan Evren cuntası, pasaport yasağı koydukları Türkkaya Ataöv ve arkadaşlarını göndermek ‘zorunda’ kaldı!

Lütfen herkes aynaya baksın! Kendi içimizde demokrasi, hukuk ve insan hakları mücadelesi vermeden alınabilecek bir yol olmadığını göremiyor musunuz?

ABD Emperyalizmiyle işbirliği içindeki iktidarlar ne zamandır bizim iktidarımız oldu da o dili kullanmaya başladınız?

Pes diyorum size; pes!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *