GÖRMEZDEN GELMENİZ, GÖRMÜYORSUNUZ DEMEK DEĞİL!

Köşe Yazıları için Profil Fotoğrafı
GÖRMEZDEN GELMENİZ, GÖRMÜYORSUNUZ DEMEK DEĞİL!

Bal gibi görüyorsunuz ve aklıselim yandaşlarınız endişe ve ürküntüyle izliyor yaşananları. Eski yeni yöneticilerinizden birçok kişiyle yaşanan süreci konuştum. Neredeyse hiçbiri sizin kameralar önünde ya da kürsüde söylediklerinizi söylemiyor. Herkes her şeyi görüyor, herkes her şeyi biliyor! Hiçbir şey esip gürlediğiniz gibi değil!

Z Kuşağı” olarak adlandırılan gençlik, bulundukları yaş itibariyle sizin dışınızda bir başka yönetici görmedi, tanımadı, bilmiyor! Haklı ve doğal olarak turanın ucunun nereden gelip nereye gittiğini biliyor. Mustafa Kemal Atatürk, ülkenin geleceğini emanet ettiği söylevinde boşuna “Ey Türk gençliği!” demedi. Nerelerden nerelere doğru savrulduğumuzu gören yalnızca gençler değil. İşçiler, çiftçiler, çalışanlar, emekliler ve tümden toplumun hepsi nohudun kilosunun 120.-TL olduğunu biliyor. İlgili kurumun verdiği 45.-TL rakamının hayal ürünü olduğunu görüyor. İnsan onurunun alaya alındığını yaşayarak gören halkın eski teranelerle sürgit güdülemeyeceğini sizin de gördüğünüzü biliyoruz. Kurduğunuz baskı ortamı çaresizliğinizdir! Ama bu sizin çaresizliğinizdir; bizim değil!

Bir eski yöneticiniz şöyle dedi; “Diploma iptali ve malvarlığına el koymanın yarattığı güvensizliği hiçbir politik çıkar telafi edemez!”

Bir başka eski yöneticiniz de; “Ben artık haktan hukuktan söz ederek konuşamıyorum!” diyor.

Duyarlı ve içtenlikli olanlara teşekkürler. Toplumun tüm kesimleri benzeri bir öngörü içinde! Bunun ne anlama geldiğini hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Siz de göreceksiniz!

 

UZUN BİR ARA!

16 Kasım 1992 tarihinde Demokrat Çaycuma Gazetesinin “Esinti” adlı köşesinde; “Bizim insanlarımız merhaba!” diyerek başladı gazetecilik serüvenim. Bu aynı zamanda yazarlık serüvenimin de başlangıcıdır diyebiliriz.

Demokrat Çaycuma’daki yazınsal yolculuğum, büyük üstat Muzaffer İzgü’yle 8 Kasım 2007 tarihinde yapıp yayımladığım söyleşiyle sonlandı.

Çaycuma Sanat, 18. Tünel İnternet Dergisi, Zonguldak Halkın Sesi Gazetesi ve devamında Bizim Çizgi İnternet Sitesi yazıları… Araya giren başka gazeteler, dergiler, söyleşiler, haberler…

Öncesini saymazsak tam tamına 33 yıl! Parmak hesabı saymadım ama yaklaşık binin üzerinde köşe yazısına tekabül ediyor! Yahu, az buz bir yazı serüveni değil! Ha desem ayıklayarak üç kitap demek bu! Ne çok yol yürümüşüz!

Sözü kısaltayım… Her yıl olduğu gibi bu yaz girişinde de yazılarıma ara veriyorum. Bu kez biraz erken oldu ama şimdiden söyleyeyim yeniden başlar mıyım bilmiyorum. Bilmiyorum çünkü bu haftalık yazı çalışmaları beni asıl ilgi alanım olan edebiyat çalışmalarından koparıp uzaklaştırıyor. Çalakalem yazan biri olmadığımı, her yazı için sıkı araştırmalar yapıp öyle klavye tuşuna bastığımı bilirsiniz. Açıkça söylersem; gerçekten yoruldum! Yaşım ilerliyor ve yapıp edeceklerimle, yazıp söyleyeceklerime ayırabileceğim zaman gittikçe daralıyor!

Toplumsal gelişmelerin alacağı konum ve getireceği zorunluluklar dışında farklı üretim alanlarında emeğimi ve enerjimi harcamak istiyorum.

Bu yaz da çoğunluk NK Şiir Evinde olacağım. Toprakla, ağaçlarımla ve üretim alanını süsleyen çiçeklerimle haşır neşir olacağım. Resim yapacağım, saz çalacağım, kitap okuyacağım, şiir, öykü ve roman dosyalarım üzerine çalışacağım. Keyifli bir tiyatro oyunu üzerine kafa yoracağım. Mangal yanacak, et pişecek, su beyazlaşacak! Dostlar, arkadaşlar ve yoldaşlarla kaynatacağız. Yolunuzu düşürün; sizi de beklerim!

Sağlıklı günlerde yeniden buluşuncaya kadar hoşça kalın!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *