GÖRDÜK Kİ KALİBRE 6,35’MİŞ!

Köşe Yazıları için Profil Fotoğrafı

GÖRDÜK Kİ KALİBRE 6,35’MİŞ!

Politik kalibre; 6,35 Çıkan ses; 9.00 Milimetre!

Çok öten horozun arkasını yağlar çiftçi! Horoz tam ötecek, arka tutmaz; “Gıyk!”

Sanır ki arkasının yağlandığını kimse bilmiyor! Sanır ki tüm tavuklar kendine hayran! Çıkar çatuğun üzerine, gerinir, kaykılır, kaldırır kafayı; “Gıyk!”

Horoza serzeniş! A benim çilli horozum. Üç avuç buğdaya tav olacağına, adam gibi dik duraydın da arkayı yağlatmasaydın! Aç mıydın, açıkta mıydın; niye teslim oldun?

Bu ülkede politikanın siyasi etik kuralları içinde yapılmadığını bir kez daha gösterdiniz bize! Ya çok ötmeyeceksin ya arkayı yağlatmayacaksın! Üçüncü bir şık yok! Sen bilmiyor musun horozun sesi arkası kaviyse gür çıkar?

Gördük ki kalibre; 6,35’miş! Hal böyle olunca çıkan ses; “Çuf!”

Keşke önce 7,65 olaydın da sonra 9.00 kalibre öteydin!

Farkında mısın, inandırıcılığın yok oldu!

Ve politik mevtalar hiçbir zaman canlanmaz!

 

KISA ERİM, UZUN ERİM!

Bizim gibi sapın samana, gerçeğin hilafa karıştığı toplumlarda tavan siyaseti değil taban ikiyüzlülüğü egemendir ve bu tam riskli bir alandır!

Kısa erimde kârlıymış gibi görünen kimi durumlar uzun erimde iflasla sonuçlanır! Toplumun içinde bulunduğu ahval ne olursa olsun siz kendi çevrenizle hesaplaşırsınız. O çevre kişiliğinize denkse siz zaten sıradanlaşmışsınızdır.

Sıradan olmak kötü müdür? Yerine ve durumuna göre kötü olmayabilir. Ancak kısa vadenin kârlılığı adımlarınızı belirlediyse duvara tosladığınızda artık çok geçtir!

Bütün bunları niye yazıyorum! Kapalı mekânlarda söyledikleriyle, kamusal alanda yapıp ettikleri farklı olan siyaset erbabını görüyor olmak, susmamı engelliyor! Biliyor ve görüyorum ki politik bilinciniz yerlerde sürünüyor! İyi de bunca yaşanmışlıkların size verdiği deneyimler hiç mi etkili olmadı? “Hoca, bu siyaset senin söylediğin gibi işlemiyor!” demek sizi kurtarıyor mu? Göz göre göre lades diyorsunuz, sonra da günü kurtaran kıvırmalarla zeytinyağı oluyorsunuz!

Keşke halk da halk üzerinden siyaset üretenler de içtenlikli ve dürüst olabilse! Ne ki biri diğerini var ediyor ve bu çıkmaz hepimizi yoruyor!

 

BENİM GİBİLER…

Benim gibiler, üstte sözünü ettiğim yapıdan çıkar sağlayanlar ve onların sarmaş dolaş olduğu siyaset erbabınca sevilmez! Yüz yüze gelince sessiz kalmalarına bakmayın. Arkanızı döndüğünüzde yapıp söyledikleri hiç de yenir yutulur değildir.

Çok mu önemli? Benim için değil. Onlar için de değil. Ancak bütün bu olup bitenler, üzerinde yaşadığımız ülke ve içinde yaşadığımız toplumun geleceği için önemli!

Sustur Ahmet’i, sustur Mehmet’i, sustur Kırnapçı’yı…

Nereye kadar? Susmak sizi kurtaracaksa ölelim. O zaman insan sonsuza dek susar!

Ben, günü kurtarmak için suya yazı yazanlardan değilim ve hiç olmadım! Kendimi bildim bileli taşa yazı yazmanın zorluğunu benimsedim! Ekmeğini yediğim bu toprakların emeğimle sulanmasını seçtim hep! Lütfen herkes aynaya baksın! Orada ne görüyorsanız, gerçeğiniz odur!

İçinizden biri bana taş atacaksa bunu suçsuz olanınız yapsın!

 

“SON UÇAK!”

Çok uzun yıllardır yazmayı düşlediğim romanın sonuna geldim. 78 Kuşağını konu edinen “Son Uçak” (-Siyah Lalenin İzinde Bir Ömür-) adlı roman dosyamın yazım, dil ve anlatım işçiliği çalışmasıyla, son okumaları içeren yoğun bir dönemin sonuna gelmiş bulunuyorum.

Hiçbir yayınevi editörü, hiçbir dosya üzerinde altı “son okuma” çalışması yapmaz! Ve bir yazar bu çalışmayı kendisi yetkin bir şekilde yapıyorsa, yapabiliyorsa yazardır! Sözcüklerle süren köşe kapmacaların sonuna geldim! Dosya yayıma hazır! Beklenmedik bir durum olmazsa en geç Şubat 2024 sonu itibariyle kitap çalışma masama konacak!

Yaşı altmış, yetmiş dolayında olan bizim kuşağın öyküsü hüzünlü bir öyküdür! Önceki romanlarımda metne yansıyan hüzün bu romanda da kendiliğinden oluştu. Biliyorum ki okuyucu kitabı okurken kendini merkeze koyup yaşamından kesitleri hüzünlenerek okuyacaktır!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *