DUVARINIZ, SİZİN O DUVARINIZ!

4ba3bb6c-5924-455c-824a-aa55bc79b146

Neyi, neyle ve nasıl yaptığınızdan daha çok ne için yaptığınız önemlidir. Bugün yaşananlar, geçmişte çuvalınıza ne attığınızla anlam kazanır. Demokrasi ve hukuk, bir gün onu ayaklar altına alanlara gerekli olduğunda değil, yaşamın her alanında ve her zaman uyulan bir ilke olmalıdır.

12 Eylül 1980’de yapılan faşist askeri darbenin ilk günü, şimdi toprağa dönmüş olan maden emeklisi bir köy amcaya şöyle dediğimi anımsıyorum; “Bugün başlayan sürecin sonuçlarını otuz yıl sonra göreceğiz!” O amca yüzüme uzun uzun bakıp şöyle demişti, “Ölümden öte köy mü var oğlum!” Bu konuşma her aklıma düştüğünde, Kenan Evren’in, tarikatların ipini çözüp gök ekin biçer gibi “sol”un genç kuşaklarını zindanlara, işkencelere doldurması, dahası yaşını mahkeme kararıyla büyütüp ipe çekmesi anımsarım. O zaman, din tüccarlarının önünü açıp aydınlığın, demokrasinin, hukukun, toplumculuğun önünü tıkayan ve çanına ot tıkayan Kenan Evren diktasının bugün yaşananlara bakarak iç erinciyle yatağa yatıp uyuduğunu düşünemiyorum.

AKP iktidarı, % 47 oyla geldiği iktidar makamını, gene “sol” ve “aydınlık” düşünceli insanlara hukuksuz ve haksız baskılar kurmak ve hedefine bu yolla ulaşmak için kullanmaktadır. Türkiye’nin emeğiyle geçinen, üreterek, paylaşarak, kendi yağıyla kavrulan insanları, geçim derdinden kafalarını kaldırıp da yaşananlara bakamaz duruma getirildi. Bunun sonucudur ki şimdi hukuksuz bir şekilde gözaltı ve tutuklamaları yaşayan askerler, dönüp dönüp halkın kendilerine sahip çıkmalarını beklemektedirler. O halkın bu hallere düşmesindeki birinci sorumlu, 24 Ocak 1980 IMF kararlarının uygulanması için darbe yapan askerlerin ta kendisidir. İşin kötü yanı şudur ki, açtıkları o yollardan elini kolunu sallayarak ve kendilerince korunarak yürüyen ve tam bir 12 Eylül ürünü olan bugünkü iktidar elinde hukuksuz ve haksız işlemlere uğratılmaktadırlar.

Ben ve bizim kuşak olaylar karşısında ne diyeceğimizi bilemiyoruz çoğunlukla. AKP, hukuku katlediyor; doğru. Asker de öyle yapmıştı. AKP, halkı hiçe sayıyor; doğru. Asker de öyle yapmıştı. Darbecileri, çetecileri bertaraf ettiğini söyleyerek amacına doğru yürüyen iktidar, o havuzun içine, cumhuriyete sahip çıkan ve Atatürk’ün askeri nitelemesini hak eden ve bu nedenle laiklik karşıtı odaklara karşı olan askerlerle, solda görünen, demokrat, aydın ve modern yaşamdan yana olan yazarları, çizerleri, edebiyatçıları, tiyatrocuları da atma hukuksuzluğundan geri durmamıştır. Hem de gerçek çeteciler ve katillerle yan yana. İran’daki TUDEH aklıma geliyor hep. TUDEH, Şah Rıza Pehlevi’yi alaşağı etme savaşımında şeraitçi Humeyni yandaşlarıyla işbirliği yapmış, devrimi Humeyni ele geçirince de ilk onları ipe çekmişti.

Duvarı yıktığını söyleyenle, duvarı ören aynı kişidir. Türkiye insanı bunu görmelidir. Bu denklemde olan halka olmaktadır. TEKEL işçisi başta olmak üzere, şimdi TARİŞ, yarın TTK öbür gün bilmem hangi üretim alanı emekçileri olmak üzere bu toplum yıkılan o duvarın altında kalacaktır. Yani, olan bir kez daha halka olmaktadır.

Yapanıyla, yıkanıyla, hepiniz birlikte, “Duvarınıza da alın gidin beyler!”

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *