DÜNYA DÖNÜYOR!

Köşe Yazıları için Profil Fotoğrafı

DÜNYA DÖNÜYOR!

Döne ve Döndü’yle başladı her şey! Sonra döngel (töngel) girdi devreye. Derken kısır bir döngü başladı. Gidenler, gittikleri yerlerden pek de hoşnut olmamış olmalılar ki dönme düşü kurdular hep! Semazenler döndü, tekerlekler döndü, herkes döndü ve hatta göçmen kuşlar bile döndü. Onlara kimse bir şey söylemedi ama -güya- Dünya’nın dönmesini yadırgadı insanoğlu! Şarkı asıl gerçeği yüzümüze vurdu; “Dünya dönüyor; sen ne dersen de!”

Dönen Dünya’nın nesi yadırganıp itiraz edildi demeyin! Bir başka şarkıda Arabesk isyan haykırdı; “Durdurun Dünya’yı; başım dönüyor!” Hal böyle olunca duvar aforizmaları devreye girdi; “Durdurun Dünya’yı; inecek var!”

Bu üçüncü paragrafa kadar yazdıklarımla size ne söylemeye çalışıyorum biliyor musunuz?

Hiç!

“Nasıl hiç?” demeyin. Basbayağı hiç!

Laf salatası yapıp laga-lugayla sizi oyalamaktı amacım. Tıpkı televizyonlarda izlediğiniz tartışma programı ‘herbokolog’larının yaptığı gibi!

HAMAS gericiliğiyle, ABD Emperyalizminin Ortadoğu karakolu İsrail, insan katletme caniliğini maç canlı yayını yapar gibi gözümüze sokarak sürdürürken bizim yorumcular, günah çıkartmak için papazın bağış kutusuna para atmak yerine, deliğin çevresinde parayı sürttüren çapkın günahkârın yaptığı gibi; “Biz yapmadık ama…” diye tümceler kuruyor!

Ben size kestirmeden gerçeğinizi söyleyeyim; “Suçlu ayağa kalk!” denildiğinde lütfen oturmayın! Yaşanan bir arabesk karmaşa değil; planlı bir insanlık suçudur. Hiçbirinizin günah çıkartmak isteyen ama parayı kutuya atmak yerine deliğin çevresine sürten, “Ben yalnızca sürttüm!” diyen hovardadan farkınız yok! Hepiniz aynı bokun ocağısınız!

Sistemden beslenen ve baç uman herkes, her kurum, her etkin yapılanma suçludur! Tek kutuplu dünyanın sömürü çarkına vida olan, susan, bölümün ilk iki paragrafında yaptığım gibi laf salatasıyla durumu geçiştirmeye çalışan sözde barışseverler başta olmak üzere, bilerek ya da bilmeyerek bu değirmenin oluğuna su taşıyan herkes suçludur!

Dünya dönmüyor beyler! Dünya çoktan durdu; farkında değilsiniz! İnsanın, insanı katlettiği yerde Dünya döner mi? Kimi kandırıyorsunuz siz? Domuzuna gözlerinizi yumuyor olmanız, yardakçılığı ve yalakalığı küçük çıkarlarınıza tercih etmiş olmanız durumu değiştirmez!

Suçlusunuz!

 

KÖPRÜLÜ MİTHAT’TAN SONRA; KÖPRÜLÜ S.ALAN!

Çaycuma Köprüsü, 6 Nisan 2012’de, gerekli önlemleri almayan ve kimsenin eleştirisine kulak vermeyen AKP’li Belediye Başkanı Mithat Gülşen zamanında göçtü! On beş kişinin canına mal olan bu köprü cinayeti, iktidar eliyle hukuksuz kaldı! Bırakın hukuku, ölüler kayıp!

AKP’li Zonguldak Belediye Başkanı S.Alan eliyle Fevkani Köprüsü yıkılıyor. Gene hukuk ve bilirkişi raporları iktidar eliyle hiç edildi! Üç beş duyarlı yürek dışında kalanlar maç izliyor!

Çaycumalı olduğum ve burada yaşadığım için Çaycuma Köprüsü –aymazlık cinayeti– için o zaman çok şey söyledim. Televizyonların ulusal yayın yapan haber kanallarında bağırıp çağırdım!

 

KONICA MINOLTA DIGITAL CAMERA

Bunun iki yararı oldu; aynı konumdaki Bakacakkadı Köprüsü hemen trafiğe kapatılıp onarıma alındı ve bir felaket önlendi. İkincisi, o zaman için beş yıl önce –kesin yıkım kararı– verilen eski Çaycuma Lisesi binası bir haftada yıkılıp alan temizlendi. Böylece yeni bir can kıyımı önlendi! O zaman ona gücümüz yetti; onu yaptık! Dahası var dahası! Onu da siz söyleyin.

AKP’li S. Alan eliyle yıkılan Fevkani Köprüsüne ilişkin buradan doğru bir şeyler söylemeyi oradaki arkadaşlara haksızlık görürüm. Kendi oylarınızla seçtiğiniz AKP, köprünüzü yıkıyor! Yok mu içinizde kepçenin önüne yatacak yürekli üç beş yiğit? Aklınızda olsun, bu işler klavye kahramanlığıyla olmuyor! Size önerim, hani benim sürgünümü yapan o zamanların valisi, şimdilerin üçüncü sınıf politikacısı var ya hah işte onu götürün oraya! Yatsın kepçelerin önüne! Bakalım kepçe duracak mı? Kepçe durursa köprü kurtulur, durmazsa siz! Onun gönderdiği kepçeleri ben Ören Tarlası’ndan kovmuştum! Sıra sizde! Ha! Demedi demeyin; yanınıza alarak gittiğiniz Kilimli’de mikrofon verip konuşturduğunuz o vali eskisi, söz konusu Zonguldak olunca dut yemiş olabilir! Dürtün; iyi gelir! Derisi kalındır ama gene de işe yarar!

 

YORULMAYASINIZ DİYE…

Okurken yorulmayasınız diye yazıyı kısa kesiyorum. “Kesiyorum” derken ürkmeyin. Kimseyi kesip biçtiğim falan yok! Savaşçının iyisi, mermi tükenince elindeki boş silahı savurur düşman üstüne. Benim söz bitti! Bilgisayarımı sizin için feda edebilirim ama kıyamam size!

Yeni bir Salı’da, yine buluşmak üzere…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *