DOYAMAYANLARLA, DOYMAK BİLMEYENLERİN SAVAŞI!

Köşe Yazıları için Profil Fotoğrafı
DOYAMAYANLARLA, DOYMAK BİLMEYENLERİN SAVAŞI!

1-Silahlanma ve Tarımsal Sanayi!

Bir askeri tank parasıyla kaç traktör alınabilir? Bir savaş uçağı kaç biçerdöver eder? Askeri amaçla üretilen her bir mermi, toprağa dikilen bir meyve fidanı olsaydı!

Her köye bir traktör, bir biçerdöver, bir ziraat mühendisi verilseydi!

Tarımda makineleşme yani “Tarımsal Sanayi” üretimin hizmetine sokulsaydı!

Konuyu uzatmamak için örnekleri çoğaltmıyorum. Gerisini siz tamamlayın…

2-Ağır Sanayi ve Tarım, Hayvancılık!

İnsan odaklı ağır sanayi elbette önemli ve gereklidir. Ne ki kapitalist üretim anlayışı, ağır sanayi çıkışıyla ülkenin yer altı, yerüstü tüm varsıllık kaynaklarını bir avuç sermayenin sömürü kaynağına dönüştürürken, halk sefilleri oynuyor!

Ağır sanayi kuruluşlarının ürettiği her iki üründen biri, halka ücretsiz verilseydi… Pahalı ve lüks arabalar, yatlar, binalar, takılar ve kuyum için hakkaniyetli vergiler koyup biriken parayla halka dana, manda, koyun, keçi, hindi, tavuk, tavşan vb. hayvan dağıtılıp hayvancılık için destek sağlansaydı…

Konuyu uzatmamak için örnekleri çoğaltmıyorum. Gerisini siz tamamlayın…

3-Cumhuriyetin yok edilen değerleri…

Keten, kendir, kenevir, pamuk, yün, ipek kozası vb. tekstil hammaddeleri Sümerbank eliyle satın alınıp tekstil fabrikalarında basma, kumaş, ipek ve yünlü basmalara dönüştürülür, neredeyse maliyetine halka taksitle satılırdı. Ayakkabı, Amerikan bezi, çarşaf, perde, tül, çorap, iç giyim ve benzeri ürünleri Sümerbank mağazalarından alırdık.

Köylerde dinsel kurslar yerine, biçki dikiş kursları açılıp, başarılı olanlara birer dikiş makinesi armağan edilseydi ne iyi olurdu! Konfeksiyon kalitesizliği ve pahalılığına teslim olmazdık!

Gübre, tarım ilaçları, tarımsal donanım araç gereçleri Tarım Kredi Kooperatifleri eliyle halka ulaşıyordu. Şeker fabrikaları, çimento, demir çelik, yağ tuz vb fabrikaları halk için halk adına ve devletin geleceği için üretiyordu! Yok ettiler hepsini!

Konuyu uzatmamak için örnekleri çoğaltmıyorum. Gerisini siz tamamlayın…

4-Bütün bunları anlayıp yorumlamak için…

Sol düşünceyle tanışmış olmak, dahası sınıf bilincine ermiş olma gerekir! Halk için, halk adına ve halktan yana olmak, üreterek, üleşerek, dayanışma içinde yaşamak toplumsal mutluluğun ve refahın temel taşlarıdır! Sosyalizmdeki Üretim ve Tüketim Kooperatifleri gibi şeylerdir bu yazdıklarım. Türkiye Cumhuriyetinin temel taşı olan Devletçiliğin bir yansımasıydı! Halk için, halktan yana yapılan işlerdi onlar ve Halkçılık denilen ilkenin yansımasıydı! Bilimdi bilim!

Konuyu uzatmamak için örnekleri çoğaltmıyorum. Gerisini siz tamamlayın…

5-Soru!

Hadi sosyalizm şöyle dursun, nasıl kıydınız Cumhuriyete? Bugün yaşadığımız ve dahası çok uzak olmayan yarınlarda yaşayacağımız sefilliğin temelinde bu sömürü çarkının kanlı dişlerini ve dişlilerini göreceğiz! Doyamayanlarla, doymak bilmeyenlerin savaşıdır yaşanan!

Konuyu uzatmamak için örnekleri çoğaltmıyorum. Gerisini siz tamamlayın…

Hani, dikkat çekeyim dedim!

 

IQ’SU DÜŞÜK OLMAK-APTALLAŞTIRMAK!

Sömürü düzeni IQ’su düşük olanı değil, IQ’su yüksek ama “aptallaştırılmış” insanı sever!

Zeki olacak, güçlü olacak, çalışacak! Fakat sormayacak, sorgulamayacak, dahası durumuna şükredecek!

Sistemin bütün silahları bu konular üzerine yoğunlaşır. Eğitim, sağlık, kültür-sanat, spor, din, aidiyetler, renkler, coğrafi farklılıklar hep bu “aptallaştırma” üzerine kurguludur!

Kimse kafasını kaldıramasın istenir! Kimse yarın korkusu dışına çıkamasın istenir! Sistemin güdümündeki iletişim teknolojisi yani basın, yayın ve eğlence sektörü bunun üzerine kurgular çalışmalarını. Dizi filmlere konu olanların tamamı deniz kıyısındaki yalılarda yaşar! Dört çeker arabaları, kıyıda tekneleri, şirketleri, yasadışı işler çevirmek için beslemeleri vardır! Yalı kahramanlarının metresleri, evin hizmetçileri, özel sürücüleri vardır! Ve biz akşamları bunları izleyerek “Ah!” çekeriz. Egemenler hayal eker, biz hayal biçeriz!

Ve düzenin çarkları üç beş bencileyin lafazanı ezip büzmekte, anasından emdiği sütü burnundan getirmekte hiç geri kalmaz! “Vatan elden gidiyor!” diye bağırırlar ya da bağırtırlar!

IQ önemli ama görüp bilmek daha da önemli! Bütün bu ve benzeri sömürü kurgularının tamamı tarihin kuburuna atılmadan alınacak bir karış mesafe bile yoktur!

Kaldırın kafaları; güneşe bakın! Ne söylemeye çalıştığımı anlayacaksınız!

 

FARKLILIĞIMIZ VARSILLIĞIMIZ OLMADIKÇA…

Tek tip insan, tek tip yaşam, tek tip sanat, tek tip düzen

İnsanın kendi yaşam alanında kendisini tutsak edip eceli beklemesinden öte nedir ki bu yaşanan?

Mutfağında kuru fasulye, pilav ve hoşaf dışında hiçbir yemeğin bulunmadığı bir lokantada kim neyi bulabilir! Farklılıklarımız varsıllığımız olmalı ki insan olmanın erincine varalım ve birbirimizi tamamlayalım! Kültürlerarası geçirgenlik ve etkileşim dünyayı bir botanik bahçesine dönüştürürken, renklerin güzelliği bizi sarhoş eder, etmeli!

Bütün takımların aynı renk forma giydiği bir ligi hanginiz istersiniz? Egemen anlayış, bir kültürler harmanı olan ülkemizde, farklılıkları ayrışma nedeni olarak körüklemeyi sürdürüyorken nasıl mutlu olunur?

Sevmek ve gülmek hiç bu kadar uzak olmamıştı! İçimizdeki iyiyi öldürdüler!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *