ÇAYCUMA KİMİ VE NEYİ SEÇECEK?
ÇAYCUMA KİMİ VE NEYİ SEÇECEK?
İki tür seçim vardır.
1-Birilerinin kapalı kapılar ardında yoğurup pişirdiği kimilerini, sanki sizin seçeneğinizmiş gibi önünüze sürmesine boyun eğip yapacağınız seçim,
2-Kendi özgür iradenizle, kime, neye ve niye karar vereceğinizi bilerek yaptığınız seçim!
Yerel seçimler yaklaşırken konu üzerine yoğunlaşan kamuoyu, öncelikle asıl seçimini yapmak durumunda. Çaycuma, kimi, neden seçeceğini bilmek zorunda!
Bunun siyasetteki karşılığı; Ön seçimdir! Ön seçim olmadan yapılacak her dayatma antidemokratiktir!
İnsanların özgür iradeleriyle aday adayı olup, parti üyeleri ve -dahası- halkoylaması sonucu adayın belirlenmesi olmadan yapılacak seçim, dayatmanın içselleştirilmesi dışında bir şey olamaz!
Bu aşamada, “Özgür Özel”le, Özgür ve Özel bir yola giren Cumhuriyet Halk Partisinin, ne kadar değişip demokratikleşeceğini, bunu başarıp başaramayacağını Çaycuma ayağında da göreceğiz! O da “Türkiye’yi Çaycuma gibi yöneteceğiz!” derse; size E-5’te hayırlı yolculuklar!
Aday ya da aday-adaylarının kimler olması gerektiğinden daha önemlisi, ilke olarak duruşun ne olması gerektiğidir! Sağa kayan parti, olması gerektiği yere dönecek mi? CHP, sol gösterip sağ vuran şişirilmiş egoların izinde sürüklenen bir parti olmakta ısrar edecek mi? Çoğalan mahalleleri ve nüfusuna, temiz düzenli su, ulaşım ve sosyal ortam sağlamak dururken, reklâm ve şaşaaya devam mı edecek?
Adaylara sonra geleceğiz elbet! Aylar öncesinden üsteleyerek belirttiğim gibi özellikle Çaycuma CHP’nin neyi ne kadar değiştirip değiştirmeyeceğini gördükten sonra, ya omuz vereceğim ya da elimdeki tüm kartları, neye gücüm yeterse o kadar açıp yurttaşlık görevimi yerine getireceğim! Kimsenin kafasını kuma sokma lüksü yok!
Otuz iki kısım tekmili birden seyrettirilen reklâmlar kimi ne kadar etkiler bilemem ama benim indimde çiklet çiğneyerek karnını doyuruyormuş rolü yapan avene yardakçılığından öteye değil!
İktidarın büyük ortağı AKP ve küçük ortağı MHP’ye şimdilik söyleyecek sözüm ve onlardan gelecek iyi bir adım olabileceğine inancım elbette ki yok! CHP’nin atacağı yanlış bir adım, doğrudan ya da dolaylı olarak bu iki partiyi de etkileyecektir. Bunun nasıl olabileceğini merak edenleri kavlangaların altına çay içmeye davet ediyorum. Bu şehirde, gök kubbenin altında söylenmemiş bir söz kalsın istemiyorum!
Kimin özgül ağırlığının ne olduğunu, olacaklara bakıp göreceğiz!
Gerisi; Veni, Vidi, Vici!
İLKELİ POLİTİKA NEDİR?
“Esat’a selam vermeyeceğim!”
“Sisi’yi gördüğüm yerde döveceğim!”
“Uçağımıza taş atan Rus Başkanını öttüreceğim!”
“O papazı kimse elimden alamayacak!”
“Bu fakir, Hollandalı gazeteciyi asla vermeyecek!”
“Suud şeysi katildir!”
“O faizi Nas’ıl döveceğim göreceksiniz!”
“Biz hukuk devletiyiz!”
/ … /
Neyse, uzatmayayım! ‘Uzun’ yazıları sevmiyorsunuz biliyorum.
DEĞERLİ!
Yandaki çizgi film karakterini bilmeyenimiz yoktur. Bir dönem keyifle izlemiştik. Her türlü hinliği yapıp, muhatabını zor duruma düşürdükten sonra “Kih-kih!” gülüşünü unutmak mümkün mü? Daha da ilginci bu çizgi karakteri köpeğin adıydı; “Değerli!”
Meğer bu yolla bize ne çok şey anlatmışlar da biz o zamanlar bunu anlayıp gerekli dersi çıkartamamışız! Geldiğimiz aşamada çevremiz “Kih-kih!” gülen değerlilerle dolu! Adına toplum dediğimiz insan yığını, kapitalist yapılar eliyle öylesine bozunmaya uğratıldı ki artık kelin tutacak perçemi kalmadı!
Televizyonda izlediğimiz gündüz kuşağı programlarında, üçüncü-dördüncü adamı dolaşıp bal toplayan karılarının, ilk kocalarınca nasıl geri çağrıldığını görmekten tutun da politik tutarsızlıkların pişkince bize kakalandığına kadar nelere duçar olmuyoruz ki!
Ülkenin yer altı, yerüstü varsıllıkları arsızca, ahlaksızca hortumlanırken, buna karşı çıkanların emdiği sütü burnundan getirmeye yeminli odakların yapıp ettiklerini alkışlayan bir kitleyle hâlâ nasıl ayaktayız bilemiyorum! Bizim çoktan çözülmüş olmamız gerekirdi!
Değerliler çoğaldıkça iyi değersizleşti! Kötü, iyiyi kovdu!
Çizgi film karakteri “Değerli”, değerler sıralamamızı da altüst etti. Bu toplum, kim değerli, kim değersiz, kim ahlaklı kim ahlaksız bilemez duruma geldi. Ama biz gene de kimin dindar, kimin dinci, kimin küt kara cahil, kimin insan olduğunu biliyoruz!