“AMA O ALEVİ!”

Köşe Yazıları için Profil Fotoğrafı

“AMA O ALEVİ!”

El altından, el üstünden yıllardır yürütülen mezhep çıkışlı kirli politikalar sonunda cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, alevi inancından olduğunu açıklamak zorunda kaldı. Aynı cenah bu kez de “Ne gereği vardı canım?” türünden ikiyüzlü çirkin söylemlere sarıldı.

“Bizi kıskanıyor!” dedikleri Avrupa’ya bir göz atalım istiyorum. Bakalım kıskanç Avrupa’da durum neymiş!

İngiltere Başbakanı; Rishi Sunak-1980 doğumlu (42 Yaşında)-Muhafazakâr Parti-Eski Maliye Bakanı-Hint kökenli Müslüman.

Görüldüğü gibi ‘İngiliz ve Hıristiyan’ değil!

İskoçya Başbakanı; Hamza Harun Yusuf-1985, Glasgow/İskoçya doğumlu, İskoçya Başbakanı ve İskoç Ulusal Partisi (SNP) lideri olarak görev yapan bir siyasetçi. Eski İskoçya Sağlık ve Sosyal Hizmet Bakanıdır. Pakistan kökenlidir.

Görüldüğü gibi ‘İskoç ve Hıristiyan’ değil!

Almanya; Aydan Özoğuz, Hakan Demir, Metin Hakverdi, Macit Karaahmetoğlu, Derya Türk, Mahmut Özdemir, Cansel Kızıltepe, Gülistan Yüksel ve Nezahat Baradari, Sosyal Demokrat Partiden (SPD) milletvekili.

Cem Özdemir, Ekin Deligöz, Canan Bayram, Filiz Polat ve Melis Sekmen Yeşiller Partisi’nden Alman Meclisine giren Türk milletvekilleri.

Ateş Gürpınar, Sevim Dağdelen ve Gökay Akbulut da Sol Parti’den seçilen diğer Türk milletvekilleri.

Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinden Serap Güler de Türk milletvekili.

Görüldüğü gibi bunların hiçbiri ‘Alman ve Hıristiyan’ değil!

İsveç; Konya’nın Kulu ilçesinden İsveç’e gelen bir işçi ailesinin çocuğu olan Muharrem Demirok, Merkez Partisi milletvekili. Demirok, Linköping kentinde on yıl boyunca Çevre ve Enerjiden Sorumlu Belediye Başkanlığı görevini yürüttü.

Görüldüğü gibi ‘İskandinav ve Hıristiyan’ değil!

Hollanda; Liberal sağ eğilimli Özgürlük ve Demokrasi Partisi (VVD) Milletvekili Dilan Yeşilgöz, Hollanda’nın yeni Güvenlik ve Adalet Bakanı.

Ayrıca, 66 Partisi (D66) üyesi Günay Uslu ise, Kültür ve Medyadan Sorumlu Devlet Bakanı.

Görüldüğü gibi hiçbiri ‘Flemenk/Cermen ve Hıristiyan’ değil!

Yazı uzasın istemiyorum ama alıntılamadan da geçemedim.

Bu örnekleri niye verdim? Cumhuriyetin ilanından koca bir yüz yıl geçmiş olmasına karşın, bizdeki yurttaşlık bilinci örtülü ırkçılığı geçebilmiş değil. O nedenledir ki bir cumhurbaşkanı adayı eşit yurttaşlık haklarına karşın kendi inanç durumunu açıklamak zorunda kalabiliyor.

Hiç kimse bizdeki sağın bu ve benzeri konularda hoşgörülü ve anlayışlı olduğunu söylemesin. Sivas katliamı, Maraş, Çorum katliamları ve bir çırpıda sayabileceğim otuz kırk acı olay sizi yalanlar! Turan Dursun, Maraşlı rahip, Trabzonlu papaz, Konca Kuriş ve daha birçoğu eceliyle ölmedi; öldürüldü!

Cumhuriyetin yüzüncü yılında toplum olarak alacağımız daha çok mesafe var!

Göbels toplum mühendisliği etkisi altındaki halkıma anımsatmayı görev bilirim; Sevgili halkım, biz Ayasofya’ya müezzin değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne cumhurbaşkanı seçeceğiz!

 

BİZDEKİ KARANLIK…

Bizdeki karanlık yalnızca geceden mi?” (Hasibe Çerko-Us Lekesi-S. 27) diyor kitabında yazar. Soruyu yineleyin isterseniz; bakalım yanıtınız ne olacak? Ben yineledim; kopkoyu bir karanlık çıktı önüme!

Elsa Triolet iç sesimi işitmiş olmalı ki şöyle diyor bana; “Kimse düşünmüyordu ışığı açıp geceyi öldürmeyi; iyi kavranmıştı oyunun kuralı!” (Elsa Triolet-Gün Doğarken Bülbüller Susar-S.16) Devam ediyor Triolet; “SuskunlukGöz için siyah neyse, kulak için de odur suskunluk. Yokluğun bir bölümü yani!” (S.18)

Bizdeki karanlık, yetmeyen aydınlığın, gerici, yoz, yobaz bir ortaçağ karanlığınca söndürülmeye çalışılmasının karanlığıdır!

Yol tek; ya kazanacağız, ya kazanacağız!

 

PROBLEMİN KENDİNDEN KAYNAKLANDIĞINI GÖREMEMEK!

Analitik psikolojinin kurucusu İsviçreli psikiyatr Carl Gustav Jung (1875-1961) “Hayatta en acıklı şey, bir insanın problemin kendinden kaynaklandığını görememesidir!” der.

Bunu okuduğumda aklıma yukarıda da değindiğim Göbels toplum mühendisliği geldi. Hani, SSCB Kızılordu’su Berlin önlerine gelinceye kadar Alman ulusu, Hitler ordularının SSCB’yi paramparça ettiğini sanıyordu; işte o!

Şu an ülkemizin en az yarısı Göbels toplum mühendisliğinin hipnotizması altında! Halkın bir yarısı; top, tüfek, tank, savaş gemisiyle gurur duymamızı isterken, diğer yarısı yaşama tutunmak derdinde! Gerçeği gördüklerinde hasar tespitini birlikte yapacağız diye düşünmek istiyorum ama sanırım o iş de bize kalacak!

Mustafa Altıoklar’ın o ünlü saptamaları ve bilimsel raporu geliyor aklıma! Önümüzdeki tehlike ve acı gerçeği yıllar önce bize göstermişti ama egemen güç, adama etmediğini bırakmadı! Üstelik bunu hukuk yoluyla yaptı!

Neyse ki -umarım ve dilerim- yolun sonuna geldik gibi!

 

İNSANLIĞIN BÜTÜN HALLERİ…

Hanım kırar kaza, hizmetçi kırar ceza!” (Mehmet Seyda-Gerçek Dışı-S.8)

Muhalefetin cumhurbaşkanı adayının, bir iftar yemeği davetinde çekilen anı fotoğrafı için bastığı seccade üzerinden kızılca kıyamet koparıldı! Göbels toplum mühendisliğinin büyülü propagandası etkisindeki insanlar en üst perdeden demediğini bırakmadı! İslam ve inanç kaygıları olsaydı “Benim halkım duyarlı!” falan diyecektim ama kazın ayağı yeşil!

Bakara-makara” diyenden başlayın, mitingde Kürtçe Kuran sallamaya, camide Kuran pastası kesmekten en son cami avlusunda kin kusan propaganda yapmaya kadar o kadar çok olumsuz örnek varken, hepsini görmezden gelip hiçbir kutsiyeti olmayan seccadeye basmaya verilen tepki, inançların ne kadar hasarlı şekilde kullanıldığını gösteren bir acınası durumdur.

Mehmet Seyda, aynı kitabın onuncu sayfasında; “Bir insanda, insanlığın bütün halleri vardır!” diyor. El hak doğru! O hallerin en acınası hallerini görüyoruz gün be gün! Kimse kamuya açık yüzünde kendisiyle yüzleşmeye yanaşmıyor! Halk, halk olmadan çözülmeyecek hiçbir sorun!

Son günlerde şöyle bir dörtlüğü mırıldanıyorum; “Halk dediğin kendini asmaktır/Halk dediğin kendini yakmaktır/Halk dediğin güneşe bakmaktır/Halk dediğin gülerken ağlamaktır!”

Sürekli yinelediğim bir yargımı burada da söyleyeyim; “Her şey güzel olacak ama ah millete bir güvenebilsem!” Zemin o kadar kaygan ki! Tüketim toplumu denilen toplumsal travmayı yaşıyor halkın ezici çoğunluğu! Sanırım kendimi yenmeliyim. Halktan başka güvenecek başka bir kaynağımız yok!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *