CABADAN SİYASET!
CABADAN SİYASET!
Arabalara bin, yanında götürdüğün gençlerin eline tutuştur meşaleleri ve köy kahvesine gelince yaktırt! Otuz kişi geldiğin köy kahvesinde oturan on, on beş kişi ayağa kalkıp size yer versin. Çay içerken orada kalan sekiz on kişiye sırasıyla dört beş konuşmacı aracılığıyla nutuk çek! Seçim çalışması yapmanın doygunluğuyla köyden ayrıl!
Kadınlara ulaşma, gençleri kucaklama, kahve müdavimi olmayanları es geç… Tarla, bağ bahçe, sera, ahır nedir bilme! Var olan kemikleşmiş oyları al ve seçil! Beş yıl sonra yeniden görüşürüz!
Ayrımı olmaksızın bütün siyasi partilerin yaptığı bu! Ve buna seçim için halka ulaşmak diyorlar! Halkın sorunlarının yüz metre yakınından bile geçmeyen kör bir aldatmaca bu! Geçerliliğini yitirmiş, hiçbir kapsayıcılığı olmayan var olan düzenin devamı niteliğindeki iş bilmezlik!
Bir taraf; vatan, millet, bayrak, din söylemini üst üste yığıp kakalıyor insanlara!
Bir taraf; biz daha çok milliyetçiyiz, biz daha çok bayrakçıyız, biz daha çok dindarız ısrarıyla varıyor insanlara!
İnsanların gerçek gündemi bunların hiçbirisi değil! İnsanlar; eğitimsiz, sağlıksız, barınaksız, bilinçsiz… İnsanlar; kültür, edebiyat, sanat, dinlence, iyi giyim, kaliteli beslenme, adam yerine konulma gibi temel haklardan yoksun! İnsanlar yaşam sevincini yitirmiş!
En kötüsü de ezici bir çoğunluk bu yoksunluklarının farkında değil! Ve seçimlerde, öncelikle sol ve emekten yana düşünce sistematiğine oturmuş siyasal partilerin bu konular üzerine yoğunlaşması gerekirken, birkaç cılız kıvılcım dışında görünen bir ışık yok!
Cabadan bir düzenin, cabadan sanal partileri, cabadan siyaset erbabıyla debelenip duruyor! Halk ve halkçılık diye bir derdi olmayan kişilerin milliyetçiliği, dinciliği, yurtçuluğu olsa olsa ülkenin yer altı, yerüstü varsıllıkları talan edilirken pay kapma koşturmasında birer kara örtüdür!
Bu seçimi AKP faşizmi ve ortakları kazanırsa karanlığa biraz daha batacağız! O durumda altı ay sonrasını bile göremiyorum! Siz görebiliyor musunuz?
Bu seçimleri karşıt ittifakın -artık sol olmayan- birlikteliği kazanırsa işimiz gene zor! AKP ve paydaşlarının enkaza dönüştürdüğü ülkenin ağır yükünü yüklenmek düşecek bize!
“NASIL YANİ?”
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı RT Erdoğan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda depremzede çocuklarla bir araya geldi. Erdoğan, çocuklara muhalefeti kötüledi. “Bu kadar mı? Ama enerjide ben biliyorum ki siz çok gayretlisiniz. Hele hele şimdi Karadeniz gazını çıkardınız ki. Karadeniz gazıyla artık dışa bağımlılıktan yavaş yavaş kurtuluyoruz. Ama Sayın Bakanım bu muhalefet, bizin dilimizden anlamıyor ya. Ne yapacağız onları?”
Depremzede çocuk, Erdoğan’ın ne demek istediğini anlamlandıramadı! Şaşkınlıkla bakıp “Nasıl yani?” dedi. Deprem acısıyla dünyası alt üst olmuş bir çocuğun kaygılarıyla, koltuğu sallanan bir yöneticinin gündemleri ortaklaşmamıştı! Depremzede çocuk ve onun üzerinden siyaset!
Konuşmayı sürdüren Erdoğan, şunları söyledi: “Biz gazı bulduk diyoruz onlar nerede? Karadeniz’de. Nerede? Filyos’ta. Haritada bize Filyos’u gösterin ey muhalefet! Bilmezler. Nerde Filyos? Zonguldak’ta.”
Çocuk şaşkın; bakıyor!
Kırk bir yıllık bir eğitimci olarak yüksek sesle tepki verdim; “Pes yani!”
O çocuğun bu garabet diyalogu anlayabilmesi için uzun yıllara gereksinimi var. Politika gibi soyut bir algılar yumağının eğitim bilimi içindeki yeri bu değildir! Ve bu ülkeyi yöneten insan asgarisinden bu bilinçte olmalıydı!
İçi dağlanan bir eğitimci olarak şimdilik söyleyeceklerim bu kadar! Halk gereğini yapar da ülkemize demokrasi ve hukuk gelirse söyleyecek çok sözümüz olacak!
YOL KATKI PAYI…
Çaycuma Belediyesi şehir hoparlörlerinden ödentilerle ilgili anons yapıyor. Listenin sonuna Yol Katkı Paylarının da ödenmesi gerektiğini ekliyor mikrofona seslenen kişi!
Anonsu işitince fütursuzluğun, hukuk tanımazlığın bir kurumu ne durumlara düşürdüğünü üzülerek görüyorum. Ve çok acıdır ki irili ufaklı sekiz on önde gelen (eski-yeni-muhtemel) milletvekilinin gıkı çıkmıyor! Yahu insan hiç mi utanmaz? Vicdanınızı nerenize sakladınız?
Bu yazı aracılığıyla bir kez daha yazıyorum; 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununa göre haksız, hukuksuz ve ‘hasmane’ bir şekilde tahakkuk ettirilen Yol Katkı Payı Belediye Meclis Kararı, birisi yüksek yargı eliyle olmak üzere iki kez iptal edildi ve şu an yok hükmündedir! Çaycuma Belediyesi açıkça suç işliyor! Bırakın yeni para toplamayı, önceden alınan paraların faiziyle geri ödenmesi gerekiyor!
Halkımıza bir kez daha sesleniyorum; Ö-DE-ME-YİN!
14 Mayıs öncesinde, CHP’li bir belediye, bu hukuk ve adalet tanımazlıkla CHP ve Millet İttifakına oy kaybettiriyor! Belediyeye rutin bir işlem için başvuran yurttaşa haksız ve hukuksuz bir uygulama olarak; “Şu, şu, şu borçların var! Paraları yatır; belgeni al!” deniyor. Yurttaş çaresiz boyun eğiyor! Ve bu, bizi yönetmeye aday -olası- vekillerin gözü önünde yapıyor!
Buradan Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na sesleniyorum; “Hani Çaycuma’da ‘Türkiye’yi Çaycuma gibi yöneteceğiz!’ demiştiniz ya, bu mu olacak yönetim şekliniz? Çaycuma’da halkın mağdur edilmesine partiniz, ortaklarınız ve yöneticilerinizin söyleyecek, yapacak hiçbir şeyiniz yok mu?