ÇIFIT ÇARŞISI Çıfıt çarşısı, hile ve düzenbazlıkla, her yeri ve her şeyi karmakarışık hale getirerek, var olan düzeni bozup içinden çıkılamaz duruma düşürme anlamında kullanılan bir deyimdir. Çıfıt sözcüğü Kırım Tatarcasından Türkçeye girmiştir. Michel Ragon’un “Kaybedenlerin Belleği” adıyla Türkçeye çevrilen romanında bu kavramı görüp anlamını merak edince acı acı güldüğümü itiraf etmeliyim. Adında adalet ve […]
ÇAYCUMA NEDEN SUSUYOR? İki çocuğun çocuk doğurması, yaşlı adamın gelini vurması, bir katilin genç bir kızı kuyuya atması… Ve bütün bunlara Çaycuma kamuoyunun seyirci kalıp tepki vermiyor olması… Nüfusumuz periyodik olarak artsa da kamuoyu denilen ortalamanın içinde barındırdığı ‘insan’ sayısı gittikçe azalıyor. Bilin isterim, toplumdaki pasif seyirciliğin temelinde bu var. Toplumu ayakta tutacak oranda ‘insan’ […]
ÇAYCUMA’DA AK PARTİSİ “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” Size (AK Partililere) on puanlık bir soru. Üstteki sözü kim söylemiştir? … Yeniköy Ören Tarlası talanını büyük uğraşlar sonunda bedeller ödeyerek tek başıma durdurdum. Şimdiki milletvekiliniz o zaman partinizin ilçe başkanıydı. Zamanın valisi, şimdilerin gezginci siyasetçisi haksız ve hukuksuz olarak sürgünümü yaptırdığında hiçbir yöneticinizin gıkı çıkmadığı gibi […]
ÇAYCUMADA DEMOKRASİ… Kavlanga altı söyleşilerinden birinde bir arkadaş doğrudan bana sordu; “Çaycuma’da demokrasi platformu oluşturulsa…” Sözünü tamamlamasını beklemeden itiraz ettim; “Yeni zamanlarda yeni durumlar oluşmadan Çaycuma’da demokrasi platformu oluşturulamaz ve bu anlamda Çaycuma uzun zaman belini doğrultamaz!” Konu üzerine uzunca söyleştik. Ne ki ortak bir noktaya varamadık. Çünkü söyleşimizin eksik iki ayağı vardı. Birincisi, Çaycuma, […]
ÇAYCUMA’DA DEĞİŞEN NE? Türkiye’de değişen ne ise Çaycuma’da değişen de odur. Değişmek insanın kendisini yenilemesiyle başlayan bir süreçtir. Kişi kendini yenilemez, yeni ve ileri adımlar atmazsa her şey olduğu gibi kalmaya yargılıdır. Bakın bakalım çevrenize var mı bir değişim? AKP milletvekili ve buradaki yöneticileri bolca fotoğraf çektiriyor. Milletvekilinin ofisi önünde -bardak gibi- dizilen görüşmeciler herhalde […]
DAYANAĞIN KILIÇSA… “Bana bir dayanak noktası verin, dünyayı yerinden oynatayım.” 2312 yıl önce doğdu 2237 yıl önce öldü. Bilim insanıydı. Kısaca söylemek gerekirse suyun kaldırma kuvvetini keşfetmiş ve buna dayalı bilimsel teoriler üretmişti. Arşimet’ten söz ediyorum. Dayanaktan yoksun hiçbir gücün etkili olamayacağını, dayanak yoksunluğundaki gücün işlevsiz olduğunu söylüyordu. Arşimet’in bu kuramı yalnızca fizik yasası değildir. […]
NESPETSÜZ! Bizim buralarda çok kullanılan bir nitelemedir; nespetsüz! Nerede nasıl davranacağını, nerede nasıl konuşacağını bilemeyen, söyledikleri kendisiyle çelişen kişiler için söylenen bir kınama sözüdür bu. Nespetsüzden adil düşünmesi beklenmez. Onun bir gözü ve bir kulağı hep kapalıdır. Nespetsüz nitelemesinde öyle farklı anlamlar aramaya gerek yok. Bildiğimiz nispet yani oran sözcüğünün olumsuzluk eki almış halidir. Düzgün […]
VAHŞİ VE ÖZGÜR! “Sevmediğim şey kafesler. Kafesler, tasmalar, bukağılar, yularlar. Sevmediğim şey evcilleştirmek. Evcilleştirmek bir hayvanın ruhunu sindirir.” (Tom Robbins-Sıcak Ülkelerden Dönen Vahşi Sakatlar-S. 28) Vahşi ve özgür olmak ne kadar yan yana durur bilemiyorum ama özgürlüğün boynuna ip, ayağına bukağı, tepesine kafes geçirilerek olmadığını biliyorum. Sanırım vahşi sözcüğünü, ele avuca sığmayan, size biat ve […]
BAŞLIYORUZ! Bizim Çizgi İnternet Sitesi 31 Mart 2021 Çarşamba günü yayına girmişti. O günden bu yana bu sitede yayımlanan yüz ellinci yazıyla beşinci yılımıza giriyoruz. Bizim Çizgiyi izleyenler bilir, bu sitenin tecimsel bir kaygısı, düzene bir yerlerinden tutunan politik bir bağlaşıklığı yoktur. Felsefenin temel ilkelerinden olan iyi, doğru ve güzel anlayışıyla yürüyoruz yolumuzu. Son soluğumuzu […]
TEMBELLİĞE ÖVGÜ! Fransız yazar Paul Lafargue diyor ki, “Öyleyse, emekçiler daha az çalışmalı, daha az üretmeli ki üretim araçlarına sahip olan patronlar daha az varsıllaşsın. Sömürü düşsün, emek daha az çiğnensin. Öyle ya nasılsa refahtan pay, yaşamdan tat, süreçten kazanım değil hep kaybeden kişi emekçi değil mi ki?” Böyle bir hak var mıdır? Var olmalı […]
Kırnapçı: Zonkişot Dergisi okurlarınıza kendinizi tanıtır mısınız? Kemal Hızıroğlu: 1949 Adapazarı doğumluyum. Babam bir işçi olduğundan ve onun çalışma mekân ve koşulları yüzünden ilkokulu İstanbul-Kasımpaşa’da, ortaokulu ise Adapazarı’nda bitirdim. Kendi ekonomik zorlukları nedeniyle liseyi okuyamayacağıma karar verdi ailem. Bu durumu öğretmenlerime söyledim ve onların çabalarıyla askeri lise sınavlarına girdim. Kuleli Askeri Lisesi’nden 1967 yılında mezun […]
VUVUZELA ADAMLAR! Vuvuzela, Güney Afrika’da düzenlenen Dünya Futbol Şampiyonasına damgasını vurmuştu. Bu sayede hiciv belgeliğimize, “Zurnanın son deliği” ya da “Zurnanın zırt dediği yer” benzeri deyimlerden sonra, “Vuvuzela gibi” deyimi katıldı. Düşünün, adam açmış ağzını, yummuş gözünü, bilir bilmez, anlar anlamaz konuşuyor ve bunu sürekli yapıyor. Böyle birini dinlemeye ne kadar direnebilirsiniz? Klarnet, saksafon, flüt, […]
GÜLMECE TOPSUZ TÜFEKSİZ BİR SİLAHTIR! 7-8 Kasım 2007 tarihlerinde Ekin Yayıncılık ve Eğitim Sen Çaycuma Temsilciliğinin işbirliğiyle düzenlenen, 1. Çaycuma Kültür ve Sanat Şenliği ve Kitap Fuarı etkinlikleri kapsamında Türk Edebiyatının önemli yazarlarından Muzaffer İzgü, Çaycuma’nın konuğuydu. O tarihte, Mevlüt Kırnapçı’nın Muzaffer İzgü’yle yaptığı söyleşiyi yayımlıyoruz. “Büyüklere yazarken sırtımda büyük yük yok. Ama çocuklara […]
GÖRMEZDEN GELMENİZ, GÖRMÜYORSUNUZ DEMEK DEĞİL! Bal gibi görüyorsunuz ve aklıselim yandaşlarınız endişe ve ürküntüyle izliyor yaşananları. Eski yeni yöneticilerinizden birçok kişiyle yaşanan süreci konuştum. Neredeyse hiçbiri sizin kameralar önünde ya da kürsüde söylediklerinizi söylemiyor. Herkes her şeyi görüyor, herkes her şeyi biliyor! Hiçbir şey esip gürlediğiniz gibi değil! “Z Kuşağı” olarak adlandırılan gençlik, bulundukları yaş […]
HALKIN PARASIYLA İFTAR! Mekke Belediyesi, oruç ayında, caddelere sokaklara masalar kurarak, belediye bütçesinden iftar yemeği veriyor mu? Tahran Belediyesi, oruç ayında, caddelere sokaklara masalar kurarak, belediye bütçesinden iftar yemeği veriyor mu? İslam inancında oruç açtırmak yani iftar yemeği verme ritüelinin esasları nelerdir? İslamcıları, mütedeyyinleri ve Müslümanlığı kimseye bırakmayan şaklabanları bir kenara itip size ben anlatayım. […]
DİNCİLİĞİN SOSYOLOJİSİ! Dincilik bir şekilde toplumsal yaşama egemen oldu mu her türlü özgürlüklerin çanına ot tıkanır! Özgürlük alanı gittikçe daralır ve bir noktaya gelindiğinde sünger suyu taşımaz olur! Politik ve yönetsel referansı din ve dincilik olanın genlerinde; hak, hukuk, adalet, vicdan, insancıllık vb. değerler barınmaz. Kapitalist sömürü düzeninin en rahat soluklandığı yerdir ‘dincilik!’ Orada kul […]
DÖRT BÜYÜK KİTABA İNANMAYAN… Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji! Ortaokul öğrenciliğimde uzun bir kavak ağacının boyunu, ağaca tırmanmadan ya da onu kökten kesmeden ölçebiliyor olmayı öğretti Matematik bana! Aynı noktaya uygulanan iki ve daha çok farklı gücün, o cismi R bileşke yönünde nasıl hareket edebileceğini öğretti Fizik! İki hidrojen ve bir oksijen atomu birleşirse suyun oluştuğunu […]
ETBAŞ YÖNETİCİLER! Böylelerine etkafa da denir ama biz daha çok etbaş deriz. Bu arada, Türkçede böyle bir deyim var mı bilmiyorum ama birleşik yazarak kavramı dil dağarcığımıza kazandırmış olayım. Bizim kuşağın doğrudan yaşamadığı ama iyi bildiği dönemdir Avrupa’da faşizmin kurumsallaşıp insan katlettiği dönemler. Yetmiş yıla yakın bir zaman sonra dünyayı gene etbaşlar yönetmeye başladı. Paranın […]
BU TOPLUM DİBE VURMADAN AYAĞA KALKAMAZ! 81 il, 973 ilçe, 18200 köy… Sanırsınız ki nüfusun ezici bir çoğunluğu köylerde yaşıyor. Hayır! Öyle değil. Seksen beş milyon nüfusun yalnızca % 7’si köylerde yaşıyor. Bunlar kasaba, ilçe ve büyük şehirlere göç edemeyenler! Ve köyde kalanların tarımsal üretimle bir ilgisi kalmamış. Tamamına yakını salt tüketici! Hakeza, kasaba, ilçe […]
SAĞDAN MEDET UMMAK! Gördünüz işte! Olmuyor. Sosyal demokratların açılacağı sular sağ sular değil. Sağ sular; sığ sulardır! Sosyoloji tarihinde de sınıflar savaşımı tarihinde de bu böyleydi! Sosyal demokratların güç ve eylem birliği yapacağı düşünsel platform, emekçiler ve emek eksenli politik alan olmak zorunda! Sağ düşünce, yapısı gereği sermaye sınıfının borazanı ve tetikçisi olma ötesinde bir […]