“TANRIYA EMANET!” Din, insanlık tarihi boyunca egemenler için, sömürü düzeninin tamponu olmuştur. Tarihin hiçbir döneminde, emeğin, emekçilerin hak ve adaletin yanında olmamıştır. İnsan yaşamını karartan bir baskı aracı olarak kullanılagelmiştir! Çünkü din, soru değil, yanıttır! Yandaki görselde gördüğünüz fotoğraf 1930 yıllarında çekilmiş. Arabanın alnacında “Tanrıya emanet” yazıyor. Tanrı sözcüğü, Türkçedir ve “tengri” sözcüğünden türemiştir. Allah […]
“ANCAK HİKÂYESİ ANLATILAN İNSANLAR VAR OLUR!” Dünyaca ünlü müzik insanı ve yazar Zülfü Livaneli’nin Serenad adlı romanını 2010’lu yılların ortalarında okumaya başlamış ama geçirdiğim bir rahatsızlık nedeniyle bitirememiştim. Okunacaklar sırasında beni bekliyordu. Serenad’ı yüreğim burkularak okudum. Zülfü Livaneli’nin roman tekniği ve anlatımını, konu seçimini hep heyecanla karşılamışımdır. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Hitler faşizmi ve yarattığı […]
FAŞİZMLE UZLAŞILMAZ! CHP üyesi ve CHP yandaşı arkadaşlarım bana kızıp sitemde bulunuyor ama yaladığım onca mürekkebin hatırına gördüğüm doğruları söylemekten geri kalamam. Sitemde bulunmayın. Okuyup araştırın. Ne nedir, ne, ne değildir bilmeden esip gürlemenizin bir anlamı yok! Bu sözüm en çok da eski tüfek solcularadır! Kendinizi de bizi de heder ettiniz; daha ne edecektiniz? Avrupa […]
İÇİNİZDE BESLEDİĞİNİZ YILAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜZÜ ALIR! “Bir gün, uyuyan bir adamın ağzından içeriye bir yılan girer ve midesine yerleşir. Adam uyandığında büyük bir korkuyla anlar ki o zaman kadar özgürce sürdürdüğü yaşam sona ermiştir. Artık varlığı tamamen yılanın keyfine bağımlı olmuştur. Yılan, kötü ve baskıcı bir canlıdır. Adam korkunç eziyetlere uğramamak için yılanın bütün buyruklarını yerine […]
KENT KONSEYLERİ Rusya’da despot Rus çarı Nikolai Alexandroviç Romanov yıkılıp halk iktidarını kuran devrimciler sosyalizmin inşasına girişir. Ne ki çar döneminden kalan her şey berbat, kötü ve kullanılmazdır. Hem Bolşevik devrimciler hem de işçi sınıfının kendisi zorun zoru günlerden geçmektedir. Şaşırtıcı soluklanma Moskova-Kazan Demiryolu işçilerinden gelir. İşçi, subbotnik örgütlenmesine gider ve elini taşın altına koyar. […]
ÇAYCUMA BİLDİĞİNİZ GİBİ! Kişi öldüğünde yaşamındaki inanç durumuna bakılmaksızın evirilip çevrilir. Uhrevi komutan sorar; “Merhumu nasıl bilirsiniz?” Huzurdakiler büyük yalana yapışır; “İyi biliriz!” Çaycuma bildiğiniz gibi! 31 Mart öncesi neydiyse, şimdi de o! Biatçiler, yancılar, çakma komünistler ve çakma şeriatçılar otuz iki kısım tekmili birden arz-ı endam ediyor! Kumpasçılar, çıkarcılar, hesap kitapçılar hepsi yerli yerinde. […]
ÖLDÜRMELERE DOYAMIYORUZ! Ne çok öldürüyoruz! Kadınları öldürüyoruz. Çocukları öldürüyoruz. Hastaları öldürüyoruz. Köpekleri öldürüyoruz. Ormanları öldürüyoruz. İçimizde iyi, doğru ve güzel ne varsa hepsini birden öldürüyoruz! Üreten bir toplumdan tüketen bir topluma dönüşünce eve giren para, beyne giren eğitim ve kültür, buna bağlı gelişen insani değerler çürüdü! Çökme, el koyma, gasp etme, çalma gibi haydutluklar geçer […]
NEREYE GİTTİ BU KADAR MANDA? Sorsanız hepsi dana eti! Hepsi koyun, keçi, kuzu eti! Çok değil daha otuz yıl önce Çaycuma çevresinde en az iki yüz bin manda vardı. Şimdi yok! Elli bin öküz vardı; hiçbiri kalmadı! Eşek, at, katır vardı! Hepsi uçtu gitti! Ve biz hep dana eti yedik. Dana kıyma, dana kavurma yedik! […]
“ABESE İRCA!” Mantıkta, “çelişki yoluyla kanıt” olarak adlandırılır abese irca. Çelişki yoluyla kanıt; dolaylı kanıt, tersini varsayarak kanıt olarak da bilinir. Kişinin önerdiği bir iddiayı doğru kabul ederek saçma bir sonuca varıp doğrunun yanlış olduğu sonucuna ulaşıldığı bir mantık yöntemidir. Abese irca için “Aristo mantığı” yani diğer söylemle “düz mantık” da diyebiliriz. Düz mantık, bir bütünün tek bir […]
MENŞEVİKLER BOLŞEVİK OLMADAN… Keyifli bir hafta sonu akşamında dört genç içki masalarına beni de çağırdı. Bakmayın siz genç dediğime en genci kırk iki yaşındaydı! Genç, yani bana göre genç! “Hocam, ne olacak bizim halimiz?” Gecenin başlangıç sorusuydu. Devamında sorular soruları kovaladı ki gördüğüm, hiçbiri ülkenin ve kendilerinin durumundan hoşnut değildi. “Biz bu gidişten nasıl kurtulacağız?” […]
BİZİM ÇİZGİ’DEN 123. MERHABA! “The long hot a summer!” gerçekten sıcak ve öldürücü geçti. Birer ay arayla yağan iki kısmi yağmur dışında damla düşmedi. Hal böyle olunca yazın tadı keyfi ve çekiciliği kalmadı. Gene de zamanı ve mekânı yerinde kullanma çabamız sürdü. Geldik bugünlere! Demokrat Çaycuma, 18. Tünel, Çaycuma Sanat ve Zonguldak Halkın Sesi Gazetesiyle […]
HİÇ KUŞKUSUZ… Hiç kuşkusuz o en büyüğümüzdü! İrfan Ağabeyi (İrfan Yalçın) yitirdiğimizin haberi sosyal medyaya düşünce inanmak istemedim. Zonguldak’a gelip dostlarıyla vedalaşmak istiyordu. Olmadı… Hiç kuşkusuz o en büyüğümüzdü! Bir kutup yıldızı gibi hem edebiyat dünyasının hem de Zonguldak’ın ışığı, yol göstericisiydi. Onu yitirmiş olmak hepimiz için biraz daha yoksullaşmaktır. Ne ki geride bıraktığı ürünleriyle […]
NE ÇOK MERAKLISINIZ ÖLDÜRMEYE! Sosyal medya alanı kimi kez öylesi yalan haber barındırıyor ki insan boğulacak gibi oluyor. Geçen hafta sol düşüncenin önemli düşünürlerinden Chomsky’nin öldüğü haberi paylaşıldı. Haberi görür görmez internet haber kanallarına daldım. Öyle ya TRT TV ya da radyo kanallarına dalacak değildim ya… Haber gerçek değildi. Bir paylaşımda eski Uruguay devlet başkanı […]
ANAHTAR PASPASIN ALTINDA! Mesleği öğretmenlik olanların alan bilgisidir “Takrir Metodu!” Anlatma Yöntemi demektir. Ve öğretim yöntemleri içinde en etkisiz olanıdır. Bu yöntem, öğretmenin, ders konusunu anlatarak öğretmesine dayanır. Öğretmen anlatır; öğrenci dinler! Zil çalar, öğretmen, öğretmenler odasına giderken, öğrenci bahçeye teneffüse çıkar! Öğretmen ne kadar iyi anlatırsa anlatsın, öğrenci ne kadar dikkatle dinlerse dinlesin, “Yaparak–Yaşayarak […]
DOYAMAYANLARLA, DOYMAK BİLMEYENLERİN SAVAŞI! 1-Silahlanma ve Tarımsal Sanayi! Bir askeri tank parasıyla kaç traktör alınabilir? Bir savaş uçağı kaç biçerdöver eder? Askeri amaçla üretilen her bir mermi, toprağa dikilen bir meyve fidanı olsaydı! Her köye bir traktör, bir biçerdöver, bir ziraat mühendisi verilseydi! Tarımda makineleşme yani “Tarımsal Sanayi” üretimin hizmetine sokulsaydı! Konuyu uzatmamak için örnekleri […]
VAH ZAVALLILAR! Son tümceyi baştan yazayım; “Yok sayanın bizatihi kendisi yoktur!” Sanal ve saman alevidir o! Varmış gibi görünür ama günü geçtiğinde yitip gidecektir! Bir internet sitesi, Mevlüt Kırnapçı adını ve ÇASAT (Çaycuma Sanat Tiyatrosu) bilgilerini tabelasından kaldırmış. Rastlantıyla fark edince aldı beni bir gülmek! Aklınca Mevlüt Kırnapçı ve ÇASAT’ı yok saymışlar! İtirazım yok! Çünkü […]
BU KONAK NEREYE GİTTİ? Olmayan bir konak, “varmış gibi” yapıldı bu şehirde! Olan bir konak hoyratça yıkıldı! Paylaşımdaki iki fotoğrafı yan yana koyuyorum; dikkatli bakın! Şimdi bu konak yerinde yok! Arazi sancılı bir süreç sonunda el değiştirdi. İmzaların atıldığı günün ertesinde ilk iş olarak bu konak yıkılıp yok edildi. Ve bir şehrin önemli bir tanıklığı […]
KASSANDRA KOMPLEKSİ! İnsanları geleceğe dair uyarmasına ve doğruları söylemesine rağmen kimseyi inandıramama durumuna psikolojide Kassandra Kompleksi denir. Kassandra, Troya Atı’nın getireceği tehlikeden dolayı çevresini uyarmış ama inananların sayısı yetersiz kalmıştır. Troya talan edilmiş, insanlar ağır bedel ödemiştir. Kassandra’nın geleceği bilme isteğinin mitolojik öyküsü dramatiktir. Merak edenler Wikipedia kayıtlarına girebilir. Kassandra Kompleksinin toplumsal ve siyasal yansıması […]
GONDOROZUN İÇİNDEN! Eski adı “Kirsecük”tür. Çaycuma’ya on üç kilometre uzaklıktadır. Doğduğum köydür. Adının Yeniköy olduğuna bakmayın pek de yeniliği içselleştirebilmiş bir köy değildir. 1970’li yıllardan bu yana hep sağ partilere oy akıtır! Köyün girişindeki Set Tarlasında bir “Küçük Kilise” olduğu ve zamanla yok olduğu rivayet edilir. Köyün Geyikpınarı Tarlası olarak bilinen yerin düzünde de ikinci […]
ÇAKALLARLA DANS! İnsan, beş duyusu aracılığıyla dış dünyayı algılayıp yorumlar. Üzülür-sevinir, ağlar-güler, şaşırır-içselleştirir… İnsanı insan eden duyuları körelirse bu normal bir durum değildir! Anormallik egemen olmaya başlarsa bu toplum ve bireyin tin sağlığı için tehlike işaretidir. İnsan ilişkilerinin anormalleştiği dönemlere ilişkin yorum yapmak, gelişen olayları anlayabilmek zordur. Bilgi ve bilinç düzeyinizin oldukça varsıl olması gerekir! […]